Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı

Jean-Jacques Rousseau

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Nasıl bir anayasa,toplum
Kanun yapma hakkının bütun yurttaşlar arasında ortak olduğu bir ülke arardım; aynı toplum içinde birlikte yaşamanın hangi şartlar altında daha elverişli olduğunu onlardan daha iyi kim bilebilir? Rousseau iyi yönetilen bir devletin az sayıda kanunla yetinmesi gerekliliği üzerinde ısrar etmistir. Şerefli antlaşmalar sınırlarınızi tayin ediyor, haklarınızi sağlıyor,sükunetinizi ve rahatınızı pekiştiriyor. Dürüst yöneticiler tarafından yürutulmekte olan kanunlardan başka efendiniz yok. (En sevdiğim yeri) Ne zevk düşkünlüğü ile gevşeyecek zevkler içinde asıl mutluluğun ve sıhhatli erdemlerin tadını kaybedecek kadar zengin ne de kendi çalışmanızla elde edemediğiniz seyleri sağlamak için başkalarınin yardımina bağımlı olacak kadar fakirsiniz.
Özgür yaşamak ve özgür ölmek, yani ne benim ne de herhangi birinin, kanunların onurlu boyunduruğunu başka hiçbir boyunduruğa koşulmamak için yaratılmış en gururlu başların daha da uysallıkla taşıdığı bu kurtarıcı ve yumuşak boyunduruğu, silkip atamayacağı tarzda kanunlara boyun eğerek yaşamak ve ölmek isterdim.
Reklam
Devlet içinde hiç kimsenin kendisinin Kanun’un üstünde olduğunu söyleyememesini ve dışardan hiç kimsenin Devlete kanun dışında bir şeyi zorla kabul ettirmemesini isterdim.
Eğitim
¶ "Eğitim sadece işlenmiş zekalarla işlenmemişler arasında bu ayrım meydana getirmekte kalmaz; işlenmiş zekâlar arasındaki farkları da kültür oranında artırır." ¶
Sayfa 128 - SaYKitabı okudu
Efendiler tarafından yönetilmeye alışmış olan insanlar, artık onlardan vazgeçemezler.
Düşünmek lazım...
§ "Yaşama tarzındaki aşırı eşitsizlik, kiminde aşırı aylaklık, kiminde aşırı çalışma, isteklerimizi ve nefis hazlarımızı uyandırmanın sonra da gidermenin kolaylığı, zenginleri kızıştırıcı özlerle besleyen ve hazımsızlıklarla ezen, değerli besinleri, fakirlerin kötü yiyecekleri; uykusuzluklar, her türlü aşırılıklar, bütün tutkuların ılımlı olmayan taşkınlıkları, ruh yorgunlukları ve bitkinlikleri, her durumda duyulan ve ruhlarımızı kemiren kederler, sayısız acılar; işte bunlar, dertlerimizin çoğunun bizim kendi eserimiz olduğunun, doğanın bize önerdiği sade, tekdüze, kalabalıklardan uzak yaşama tarzını sürdürerek bunların hepsinden korunabileceğimizin şüphesiz kanıtıdır." 18.yy ortaları İlavem: Şartlar değişmiş olsa da, tercihlerin değişmediğinin çok ciddi kanıtıdır, yukarıdaki tespitler. §
Sayfa 98 - SaYKitabı okudu
Reklam
Üç defa okudum anlamak için. Siz de durum nedir?
¶ "İnsanlar arasında iyi ve kötü ne varsa, erdemlerimizi ve kusurlarımızı, bilimlerimizi ve hatalarımızı, fetihlerimizi ve filozoflarımızı yani az sayıda iyi şey ile çok fazla kötü şeyimizi borçlu bulunduğumuz bize her zaman kendi dışımızda ve önümüzde tutan sivrilmeye ve başkalarından ayırt edilmeye bu aşırı düşkünlüğümüz kendimizden bahsettirme konusundaki şiddetli tutkumuz olduğunu gösterirdim, sonunda kanıtlardım ki, bütün yığınlar karanlık ve sefalet içinde sürünürken bir avuç erkli ve zengin insan büyüklüğün ve servetin doruklarında bulunuyorsa erkliler ve zenginler, ellerindeki nimetlerin değerini, ancak çok yoksul yığınlar bunlardan yoksun oldukları ölçüde bilirler, zenginlerin ve erklilerin durumları değişmeden bile, halk yoksulluktan kurtulursa, onlar artık mutlu olmayacaklardır." ¶ 18.yy şartları Hâlâ geçerli mi? Bence çoğunlukla evet geçerli.
Sayfa 170 - SaYKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.