Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

940-1090

İslam Bilim Tarihi - Cilt 2

Abdullah Kocayürek

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İsmimin nereden geldiğini merak edenlere :)
Bilim tarihini akademik bir disiplin haline getiren ünlü bilim tarihçisi George Sarton (1884-1956), İbn-i Heysem'i, " tüm zamanların en büyük optikçisi" olarak niteler.
Sayfa 49 - Maviçatı Yay.Kitabı okudu
Bir toplumda cehaletin yaygınlaşması, bilimin sonuçlarıyla dini inançların çatışmasına zemin hazırlar. Bu olağanüstü bir yaklaşımdır ve sadece yaşadığı dönem için değil, bütün zamanlar için geçerli bir belirleme ve kuraldır. Aslında doğası gereği hiçbir bilgi diğeriyle çatışmaz ama eğer çıkar söz konusuysa çatıştırılabilir. Bunun için de mutlaka, o toplumda içeriği yüzeysel ve salt biçimsel bilgiyi egemen kılmak yeterlidir. Kısa süre sonra zaten din bilimle, bilim dinle, felsefe bilimle ve dinle çatışacak hale gelir. Bunun sonuysa o toplumun ortadan kalkmasıdır. Tarihte bu kural hiç değişmemiştir. Biruni'nin bu hakikati yüzyılların ötesinden haykırmasıysa, eğer kulak verirlerse doğu toplumları için bir şanstır.
Sayfa 71 - Maviçatı YayKitabı okudu
Reklam
Batılıların Gözünde İbn-i Sina'nın Yeri
El-Kanun Fi't-tıb'bın Latince bir neşrinde (Pavia 1510) yer alan kapak resmi, onun tıp ilmindeki otoritesinin nasıl değerlendirildiğinin bir göstergesidir; zira resim İbn-i Sina'yı ortada bir tahtta, Hipokrat ve Galen'i de onun iki yanında otururken tasvir etmektedir.
Sayfa 106 - Maviçatı Yay.Kitabı okudu
En temel özelliği bilmek, istemek ve yapmak olan insanın her çeşit bilgiye ulaşabileceğini söyleyen İbn-i Sina, bilmenin zihnin soyutlama yapmasıyla başladığını belirterek bunu idrak terimiyle ifade eder. Burada sözü edilen bilgiye konu olan nesnenin gerçekliğini zihne taşıyan, onun gerçekliğine ilişkin her türlü özelliği içeren, kısaca zihinde nesneyi temsil eden suret, yani mana ve kavramdır. Diğer bir ifadeyle bilme, zihnin soyutlama yoluyla nesnenin suretini alıp bilgiye dönüştürmesinden ibarettir.
Sayfa 93 - Maviçatı Yay.Kitabı okudu
En temel özelliği bilmek, istemek ve yapmak olan insanın her çeşit bilgiye ulaşabileceğini söyleyen İbn-i Sina, bilmenin zihnin soyutlama yapmasıyla başladığını belirterek bunu idrak terimiyle ifade eder. Burada sözü edilen bilgiye konu olan nesnenin gerçekliğini zihne taşıyan, onun gerçekliğine ilişkin her türlü özelliği içeren, kısaca zihinde nesneyi temsil eden suret, yani mana ve kavramdır. Diğer bir ifadeyle bilme, zihnin soyutlama yoluyla nesnenin suretini alıp bilgiye dönüştürmesinden ibarettir.
Bir toplumda cehaletin yaygınlaşması, bilimin sonuçlarıyla dini inançların çatışmasına zemin hazırlar. Bu olağanüstü bir yaklaşımdır ve sadece yaşadığı dönem için değil, bütün zamanlar için geçerli bir belirleme ve kuraldır. Aslında doğası gereği hiçbir bilgi diğeriyle çatışmaz ama eğer çıkar söz konusuysa çatıştırılabilir. Bunun için de mutlaka, o toplumda içeriği yüzeysel ve salt biçimsel bilgiyi egemen kılmak yeterlidir. Kısa süre sonra zaten din bilimle, bilim dinle, felsefe bilimle ve dinle çatışacak hale gelir. Bunun sonuysa o toplumun ortadan kalkmasıdır. Tarihte bu kural hiç değişmemiştir. Biruni'nin bu hakikati yüzyılların ötesinden haykırmasıysa, eğer kulak verirlerse doğu toplumları için bir şanstır.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.