En Beğenilen İslam'a Giriş kitaplarını, en beğenilen İslam'a Giriş sözleri ve alıntılarını, en beğenilen İslam'a Giriş yazarlarını, en beğenilen İslam'a Giriş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hz. Peygamber (sav) Müslümanlara namazlarında Arapçayı kullanmalarını emretmişti. İslâmiyeti kabul etmiş olan bazı İranlılar, namazda okunması gereken dua ve âyetlerin Arapçalarını ezberleyinceye kadar geçecek süre içinde bu ibadetlerini aksatmak istemiyorlardı. Hz. Peygamber'in (sav) izniyle, İran kökenli bir Müslüman olan Selman-i Farisî (ra.) Kur'an'ın ilk suresini Farsça'ya çevirdi ve İranlılar özel bir izinle, Arapçalarını ezberleyinceye kadar, namazlarında dua ve surelerin Farsça tercümelerini okudular (Serahsî, Mebsut, I, 37).
Bütün diller, geçirdikleri evrim sonucu zaman içinde o dilleri konuşan halklar için bile anlaşılmaz hale gelirler. (...) 1500 yıl boyunca Arapça'nın kelime hazinesi, ne grameri, ne yazılışı ve hatta ne de okunuşu herhangi bir değişikliğe uğramıştır. Nadiren bazı farklılaşmalar olmuşsa da, bunlar, iki eski kullanımdan bugün birinin daha çok tercih edilmesi veya yeni şeyler ifade edebilmek için bir kelimenin manasının genişletilmesi şeklinde gerçekleşmiştir -ki bunlara değişiklik bile denemez-.
Hayatı bir bütün olarak kucaklayan bu dünya görüşünün özeti Kur'an'da geçen "inan ve iyi işler yap" formülüdür. İnandığını söyleyen insan bunu uygulama ve pratikleriyle desteklemiyorsa; onun bu beyanının fazla değeri yoktur. İslam ikisi üzerinde de önemle durur. Allah'a iman etmeden yapılan güzel eylemler, toplumun çıkarları için kötülerine tercih edilebilir; fakat inançtan yoksun bir eylem ne kadar güzel ve faydalı olursa olsun bunu yapan insana öteki dünya için bir şey kazandırmaz.
Orta Arabistan'da Mekke-Tâif-Medine üçgeni, ilahi bir hikmet eseri olduğunu düşündürecek tarzda, pekçok bakımdan dünyanın bir minyatürü görünümündedir. Şöyle ki; çöllerle kaplı ve her türlü tarımsal faaliyetten yoksun olan Mekke, Afrika ve Sahra Çölü'nü temsil eder; Oradan yetmişbeş kilometre kadar uzakta bulunan Tâif kuru soğuğuyla Avrupa'yı temsil eder; Kuzey uçtaki Medine ise Suriye gibi Asya'nın en yumuşak iklimli bölgelerinden daha az verimli değildir. İlimlerin insan karakteri üzerindeki etkisi düşünülecek olursa, "Eski Dünya" nın tam merkezindeki bu üçgen, dünyada başka hiçbir bölgenin olmadığı kadar yeryüzünü temsil özelliğine sahiptir.