Ne güzel ahlak? Ne vakur hareket? Ne sevimli bir Islami şahsiyet? Acılar, dertler karşısında feveran etmemek... Hüznünü gönlüne gömebilmek... Sabırla direnebilmek... Ey Allah'ım?
Dünya ve ahiretteki Bütün kadınlardan büyük dört kadın vardır. Cennet hanımefendisi olan bu dört kadın; Muhammed'in Kızı Fatıma, İmran'ın kızı Meryem, Firavun'un karısı Asiye ve sevgili Hatice'dir
Islam Ordusunun Mekke'ye girişini görecektin! Diye anlatmaya başladı. Ne muhteşem bir manzaraydı! On bin asker; zırhlarla, kalkanlarla, mızrak ve kılıçlarla, kargılarla donanmış on bin asker şehre dört bir koldan girdiler. Kabe'nin etrafında bir araya geldiler. Bilal zırhı çıkardı. Kabe'nin damına tırmandı. Göklerde dalga dalga yayılan, herkesi mest eden o güzel sesiyle ezan okudu. On bin asker on bin savaşçı hepsi birden namaza durdular, secdeye kapandılar, ağlayarak dua ettiler... Görecektin o anı! Bütün mekke tekbirlerle inliyordu.
Sakın bana geri dönmeyin! diyordu yavrularına... Ben sizi bu günler için doğurdum! Kendinizi Allah'a feda edin, dininizin bekası için Şehadet'e koşun! Şehitlik haberinizi alacağım gün, benim bayram günümdür!
İslam'ın kadını böyle bir kadındır işte! İslam'ın insanı böyle bir insandır işte... En sevdiğin şeyi, gönlünün en kıymetli yadigarını mutlulukla, kararlılıkla feda edebilen; İbrahim gibi İsmail'ini Rabbinin rızasını kazanma umuduyla bıçağın altına sürebilen insan...