Majestelerinin Hükümeti 1917'de yayınladığı ünlü Balfour Deklarasyonu ile "Filistin'de bir Yahudi Vatanı" projesine destek verdiğini ilan edince, Siyonist projenin süksesi büyük ölçüde arttı.
İsrail'in problemi, Haçlıların sonuna uğramamak için çözümler bulmaktı, Araplar ise "bu yeni Haçlılara karşı kendilerini birleştirecek ve zafere ulaştıracak yeni bir Selahaddin beklemeye başlamışlar"dı.
Sömürgeciler şartlar gerektiğinde çekip gidebilirlerdi ama eğer bölgeye yeni bir halk yerleşirse, onu gasp ettiği topraklardan "denize dökmeden" çıkarmak mümkün olmazdı.
Bir başka deyişle, önce Hıttin Savaşı'nda sonra da tam olarak 1291 de Bozguna uğratılan Haçlılardan yüzyıllar sonra. Ortadoğu'ya "yabancı" bir unsur daha giriyordu. Bu unsur da aynen Haçlılar gibi Filistin'i üzerinde yaşayan sahiplerinden zorla geri alacak ve Batı'dan gelen askeri güçlerle ayakta kalacaktı. Yeni bir Haçlı Seferi başlatılmış adeta.
''Etrafımıza baktığımızda dünyayı iki parçaya ayrılmış olarak görüyorduk; bizi yok etmek isteyenler ve bizim yok edilmemizi engellemek için hiçbir şey yapmayacak olanlar.''