Jung’ un felsefesini doğru ve kastedilen anlamında kavrayabilmek için giriş niteliğinde yazılan bir eser olduğunu söyleyebilirim. Yazar özellikle Jung’un kuramını anlatırken sıklıkla Jung’un kavramları ile ilgili tespitlerini alıntılayarak okuyucunun bu konudaki merakını cezbetmekle birlikte okuyucunun Jung’a bir adım daha yaklaşmasını sağlamaktadır. Eser de Analitik felsefesinin ana kavramları olan kişisel bilinçdışı, kollektif bilinçdışı, dört arketip üzerinde detaylıca durmakla birlikte toplumsal cinsiyet,rüya, geçiş ritüelleri, kişilik tipleri, toplumsal ve bireysel yıkıcılığın kökenleri üzerine de anlamlı tespitlerde bulunmaktadır. Jung’ un felsefesini anlayabilmek ve yaşamınızı onun öğretileri üzerine inşa etmek bilindiği kadar kolay değildir. Özünde mistik, psişik yönü ağır basan ve sembolik bir dil kullanan Jung’ anlayabilmek hem kişilik hem de zeka tipi olarak yatkınlık gerektirmektedir. Eğer kişilik ve zekanızın buna müsait olduğunu ve onun felsefeni anlamaya, yaşamaya talip olduğunuzu düşünüyorsanız bu eser başlangıç yapmak için biçilmiş kaftan olduğunu söyleyebilirim. Jung’ un deyişiyle: “Acı çekmeden bilinçlenmek mümkün değildir”. Onun felsefesini anlamlandırmak ne kadar zor olsa da bu zorluk bize bilinçlenmenin kapılarını aralayacak…