Bir küçük kiz çocuğu oyuncak bebeğini kaybeder,ağlarken karşılaştığı insan Franz Kafka dır.Hikayemiz bu sekilde başlar .Zaten sürekli yazmakta olan Kafka ,bu küçük kıza hergün mektup yazmaya başlar kaybolan bebegin ardından....Hikaye böyle devam ederken kitapta benim ilgimi çeken nokta tabi ki Franz in kendi yaşamıyla ilgili gerceklikler oldu.Biyografik kitaplari severim, içerisinde Kafka ya dair pek cok bilgi de edineceksiniz.Son zamanlarinda yaninda hangi sevgilisinin oldugunu(eski sevgilileri Felice ve Milana 'nın da bahsi gecmistir),hastaliginin nasil nuksettigini ve tedaviye cevap vermeme nedenlerini,Kafka'nin en yakin hissettigi kardesi ile muhabbetini ve sonrasinda o kardeslere neler oldugunu okuyacaksiniz.Yine ayni sekilde
Kafka'nin yazdığı ve yazmakta olduğu kitaplarında bahsi geçmekte,babasına olan düşünceleri ve hiç bir zaman göndermediği mektupların da konusu edilmekte. Kafka'nin Bebeği adli bu kitap ne tam anlamıyla gerçek ne de tamamıyla kurgu. Gerçekte de 1923 senesinin sonbaharında parkta hergün küçük kiza mektup getirme olayı yaşanmış lakin içeriği tam olarak boylemiydi ve ya o küçük kiz gerçekte nasıl bir yol çizdi kendine bilemiyoruz.Ama okurken bu gizemli yolculuğa Kafka bizi de çıkarıyor. Küçük bir alinti ile açıklamak istiyorum yine.
____"Gerçeğe dönüşen düş yolculukları bunlar ,"diye açıkladı Franz."Yer cekimsizligin,sisli ve gizemli olayların, nehirlerin ve göllerin, çöldeki bir meltemin ,yabanci hayvanlarin ,tiyatronun bellekteki izleri yani....Boyle bir tiyatroda biz sairler ayni anda oyuncu, balon pilotu,makinist,dekorcu ,ip cambazı, keşif yolcusu,hayvan terbiyecisi ve kuklaci oluveririz,anlıyor musunuz? "
