Salah Birsel kusursuz üslubu ve Türkçe’siyle nefis bir tat bıraktı ben de. İlk sayfalarda kahvenin tarihçesi ve ülkemize gelişi anlatılmış. Daha sonra
kahveleri türlerine göre ayırmış; çalgılı, tulumbacı, esrar, semai, edebiyat kahveleri gibi. Her bir kahvenin özellikleri farklıdır. Buralarda edilen sohbetler, anılar, anlatılan hikayeler, tecrübeler ve eğlencelere şahit olmak inanılmaz keyifliydi ve gerçekten inanılmaz bir bilgi birikimi sunuyor bize #salahbirsel
Şimdiki kahvelerle yaşadığı dönemin anlatıldığı kahveleri arasında bir uçurum var gerçekten. Şöyle bir düşünelim, gümbür gümbür soba yanıyor, kimi nargilesini almış kimi kahvesini. Kitap okuyanlardan da para alınmıyor. :)
Bugünün öyküsü başlıyor, herkes yerini aldı. Kim anlatsın istersin? Bizim için artık hayal tabi, ama öyle güzel anlatıyor ki kendimi orada hissettim. Kahvelere gelen giden yüzlerce yazar ve şair var. Belki de en güzel eserlerini buralardan çıkardılar. Sait F. Abasıyanık, Fakir Baykurt, Yahya Kemal, Orhan Kemal, Sabahattin Ali, Ahmet Haşim, Neyzen Tevfik, Rıfat Ilgaz aklıma gelenlerden birkaçı. Ayrıca birçok sayfayı yüzümde tebessümle okudum.
Nedir, ağır ilerleyen bir deneme kitabı olması okumaya engel değil. Geçmiş kahvelerin tarihini ve hikayelerini ve buralardan kimler gelmiş geçmiş merak ediyorsanız mutlaka okuyun.