Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kayalı Bahçe

Nikos Kazancakis

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
“Bir ikindi vakti, kör bir kalabalığın içinde Nara’da, Buddha bana bir işarette bulundu ve karşılıklı birbirimize gülümsedik. Alçak sesle bana şunu itiraf etmişti: Hiçbir şey var değildir! Ne hayat, ne ölüm! Madde ile akıla, birbirini kovalıyan, birleşen, doğuran, yok olan, namevcut iki sevda hayalî olarak bak ve şöyle söyle: Bunu istiyorum! Mutluluk’un en büyük kalesi HİÇ’in üzerinde son buluyor; ben böyle yürüyordum…”
Bazen akşama doğru yüreğime bir keder gölgesi çökerdi. Nereden geliyordu? Yalnızlığın büyük derinliklerinden.. Ürperdim. Fakat birden silkinir, gündüz gördüğüm güzel şeyleri seferber ederdim ve kara gölge silinirdi.
Reklam
O akşam anladım ki zevk, beyaz ırkın taptığı altın efsane, yani bedenî haz, dostların karşılıklı olarak birbirini tamamlaması, arkadaşlık veya başka saçmalıklar değildir. Zevk, söylenmeyen mücadele, iki dostun dinmez nefreti yani, dünyayı yaratan dünyevî iki düşman kuvvettir: yükselen ve inen kuvvet.
Sayfa 135Kitabı okudu
Bizim doğmamızla beraber geriye dönüş de başlar; hareket etme ile geri dönme aynı andadır; biz her an ölürüz. Bunun için şöyle denmiştir: Hayatın hedefi ölümdür. Fakat, bizim doğmamızla beraber yaratma, sentez yapma, maddeyi hayat haline sokma çabamız da başlar; her an doğarız. Bunun için, geçici hayatın hedefi ölümsüzlüktür.
…”Hayatım mı? Kıt’alar içinde kan renginde bir çizgi. Boş havada hasret çekip kaybolan bir ruh. Basılmış kâat üzerine açık seçik itirafta bulunmaktan başka bir şey yapamıyan ve lokma lokma domuzlara atılan bir ruh. Bir yazar. Kâat ve mürekkepten ibaret bir hayat! Alçak sesle cevap verdim: - Hiç!..”
Hayat, büyük bir ihtirasla yanmıyorsa, kapalı bir koro içinde, başkaları ile beraber, gerçek bir işkence veya yavaş düşüş olabilir.
Reklam
Bir an havada yuvarlanıyor, soluyorum, yüreğim çarpıyor, aklım ışıldıyor ve bir de toprak açılıyor; ben de kayboluyorum.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.