Söylemeye çalıştığım, ruh eşim tüm dünya yalan söylediğimi düşündüğünde bana inanan kimsedir. Hatta dahası, bana göremediğim kum tepelerini, fark edemediğim koyları gösterendir...
"Bağlanabilmek için, önce bağımsız olmak gerekir.
Oysa insanların çoğu, yeni ilişkilere eski bağlarla geliyorlardı. Geçmişten taşıdıkları ister güvensizlik, ister anlaşılmamak, isterse de çevrelerine ördükleri savunma duvarları olsun, her bağ yeni ilişkiyi özgürce yaşamalarını engelliyordu. Daha önceki ilişkilerinde haksızlığa uğradıkları konusunda belki haklıydılar ama, haksızlık edenin karşı taraf değil de, bir türlü bırakamadıkları 'geçmişleri' olduğunu göremiyorlardı."
Oysa, zirveye varanların adımları seninkilerden daha büyük değildi. Ama onlar, o küçük adamları birbiri ardınca atmayı sürdürmüş kimselerdi. İmkansızı gerçekleştiren mucizeler değil, sürekliliktir. Suya sarp kayaları deldiren de budur.
Anasının qəbri üstündə bir dostu demişdi bunu: “O həyatdaykən önümüzdə bizi gözləyən ayrılıq var. Amma qarşıda daha ayrılıq yox, ancaq qovuşma var, sadəcə”.