Ankara'nın Dökülcek köyündendir Yaşar Oğlan. En çok dedesini sever bu dünyada. Dedesi Elvan Çavuş da yaman bir ihtiyardır hani. Dayanamaz haksızlığa. Sözünü sakınmaz hiç kimseden, ipe götüreceklerini bilse de. Bir de Gülnare'sinin sevdası dağlar Yaşar Oğlan'ın yüreğini; ama en çok kekliğine tutkundur o. Kırda bulup "elcik" ettiği bir kekliktir bu. Kafesini açıp salsa da, birkaç gün sonra bulur evin yolunu, yalnız koymaz Yaşar Oğlan'ı. Gerek Dökülcek gerek civar köyler Amerikalıların av alanıdır o dönemde. Yabandomuzu avlar bir kısmı, bir kısmı da keklik diye tutturur. Günlerden bir gün, Yaşar'ın babası Seyit bir Amerikalı avcıyla tanışır. Daha ilk görüşte vurulur Yaşar'ın kekliğine bu Amerikalı. Seyit de, kâh çevrenin baskısıyla kâh kendisine iş bulur umuduyla, gizlice aldığı kekliği gidip Amerikalı'ya hediye eder. Yaşar Oğlan'ın yüreği dayanmaz buna. Tabii Elvan Çavuş'un da... Kekliğin peşinden, her şeyi göze alıp, Ankara'nın yolunu tutarlar. İşte asıl bundan sonra, insanın insana yaptığı zulüm neymiş bizzat yaşayarak görürler... Fakir Baykurt bu romanında, kayırmacılığın, haksızlığın, ahlaksızlığın, hukuksuzluğun alıp başını gittiği bir memlekette, biri genç biri yaşlı iki yüreğin her şeye rağmen nasıl doğrudan, güzelden ve adaletten yana atabildiğini anlatıyor bize.
Yazar:
Fakir Baykurt
Fakir Baykurt
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 48 dk.Sayfa Sayısı: 346Basım Tarihi: Ocak 2008İlk Yayın Tarihi: 1975Yayınevi: Literatür Yayıncılık
ISBN: 9789750404368Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
346 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Elcik Kekliğim...
Merhaba Dostlar, sizlere elimden geldiğince, dilimin döndüğünce anlatmak istediğim yine muhteşem bir kitap var. Sadece kitap mı? Tabi ki hayır! Kitabın yazarı Fakir Baykurt'u anlatmadan geçmek olmaz.
Fakir Baykurt
Fakir Baykurt
, köy çocuğu olarak dünyaya gelmiş, Köy Enstitüsünde yetişmiş, köy öğretmenliği yapmış değerli bir yazarımızdır. Hayatı köylerde geçen
Keklik
KeklikFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2008445 okunma
Reklam
346 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Yaşar ailesiyle birlikte Ankara‘nın Dökülcek köyünde yaşıyor. En çok dedesini seviyor bu dünyada. Dedesi Elvan Çavuş da yaman bir ihtiyardır hani. Dayanamaz haksızlığa. Sözünü sakınmaz hiç kimseden, ipe götüreceklerini bilse de. Yaşar'ın kırda bulup "elcik" ettiği bir kekliği vardır. Kafesini açıp salsa da, birkaç gün sonra bulur evin yolunu, yalnız koymaz Yaşar‘ı. Gerek Dökülcek gerek civar köyler Amerikalıların av alanıdır o dönemde. Yabandomuzu avlar bir kısmı, bir kısmı da keklik diye tutturur. Günlerden bir gün, Yaşar‘ın babası Seyit bir Amerikalı avcıyla tanışır. Daha ilk görüşte vurulur Yaşar‘ın kekliğine bu Amerikalı. Seyit de, kâh çevrenin baskısıyla kâh kendisine iş bulur umuduyla, gizlice aldığı kekliği gidip Amerikalı‘ya hediye eder. Yaşar ve dedesi Elvan Çavuş üzülürler buna. Kekliğin peşinden, her şeyi göze alıp, Ankara‘nın yolunu tutarlar. İşte asıl bundan sonra, dede torun insanın insana yaptığı zulüm neymiş bizzat yaşayarak görürler. Fakir Baykurt bu romanında bize, kayırmacılığın, haksızlığın, ahlaksızlığın, hukuksuzluğun alıp başını gittiği bir memlekette, biri genç biri yaşlı iki yüreğin her şeye rağmen nasıl doğrudan, güzelden ve adaletten yana atabildiğini anlatıyor. Görünürde olay örgüsü keklik üzerinden ilerlese de daha derinde ABD emperyalizminin ve onun yerel işbirlikçilerinin yurdumuzu nasıl sömürdüklerini, dönemin siyasilerini ve sağ iktidara olan eleştirisini de çok net gözler önüne serilmiş.
Keklik
KeklikFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2008445 okunma
346 syf.
·
Puan vermedi
Ankaralı on üç yaşındaki Yaşar keklik sevdalısıdır.Bir keklik yakalayıp evcilleştirmiş kendi evladı yerine koymuştur.Dedesi Elvan Çavuş aslında hepimizin dedesidir.Ekmeğini taştan çıkaran ,torunları için gözünü kırpmayan ,dürüst , yalakalıktan hoşlanmayan, tıpkı demir gibi bükülmeyen…Amerikalılardan biri gelir Yaşar’ın kekliği kapar. Sonrasında olaylar başlar.Elvan Çavuş ve Yaşar’ın başlarına gelenleri okurken ağlamamak için direndim.Köylülerin fakirlikle - yoklukla mücadelesi içimi dağladı
Keklik
KeklikFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2008445 okunma
346 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitap, kitap dersem sana arlanma kitap! Bağrımın eziği kitap! Yoksulluğun resmi a kitap! Çok güzel bir kitap okudumm... Tadı dimağımda kaldı. Fakir Baykurt ile tanışma kitabım oldu. Yine içimde bir geç kalmışlık hissi... Tür olarak sosyal ve siyasal roman denebilir. Olay örgüsü başarılı bir şekilde kurulmuş, karakterler epey zengin. Döneminin başbakanından (S.Demirel), başbakanın eşine(N. Demirel), mit görevlisinden yargıtay üyesine, kapıcısından, hancısına, öğrencisinden, köylüsüne toplumun her kesiminden kişiler boy gösteriyor kitapta. Ama olaya karıştıkları ölçüde, gerçeklik zorlanmadan muhteşem bir anlatımla. Olaylar romandaki kişilerin ağzından kısa hikayeler biçiminde ve anlatıcıların kendine has özellikleri ile (şive,uslüp,kişilik) gerçeklik duygusunu zirveye çıkararak anlatılıyor. Varsıllık, yoksulluk, emperyalizm, köylülük, mücadele, varoluş kavgası konuları üzerinde durmuş Fakir Baykurt. Dede ile torunun sevgi dolu muhabbeti, ikili diyalogları beni benden aldı. Elvan Çavuş'un torunu Yaşar'a en duygusal anlarda "dedeşim" deyişi... Sanki onlar anlattı dertlerini, oturdum ben dinledim, dinledikçe dertlendim. Nedense en çok yoksulluğa dertlendim. Bir keklik uğruna yaşananları okuyun. Ben okumaya doyamadım bu kitabı.
Keklik
KeklikFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2008445 okunma
Reklam
346 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Öncelikle Fakir Baykurt'un okuduğum 3. kitabı. Hâlâ favorim:
Kaplumbağalar
Kaplumbağalar
Elcik(evcilleştirilmiş) bir kekliğin peşinde hak arama mücadelesine düşen dede-torun öyküsü üzerinden halkın içinde bulunduğu yoksulluğu, geçim sıkıntısını, göç olgusunu, dönemin bürokrasisini, siyasi atmosferini, ABD'ye bakış açısını(yaranma sevdasını) yansıtıyor. Ve en önemlisi yaşı kaç olursa olsun bir çocuğun onuruna duyulması gereken saygının önemi gayet güzel anlatılmış. Bu kitapta da Kaplumbağalar'daki gibi köy hayatı anlatılmakta ancak yöresel ağız daha yoğun bir şekilde kullanılmış. Bu yüzden ilk başlarda okurken biraz zorlandım. Yer yer bazı sözcüklerin anlamlarını araştırmak zorunda kaldım. Kitabın sonunda bu kelimelere ilişkin mini bir sözlük olsaydı fena olmazdı. Kitap dönemin sosyolojik analizini yapmakla kalmıyor tarihi figürlere de değiniyor. Süleyman-Nazmiye Demirel çiftini okumak, öğrencilerin keklik için yaptığı örgütsel eylem planı ise ayrı bir güzellikteydi. Son olarak kadının fendi erkeği yendiği için sanırım kadın okurlar kitabı daha fazla sevebilirler. Keyifli okumalar dilerim.
Keklik
KeklikFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2008445 okunma
346 syf.
10/10 puan verdi
·
28 günde okudu
Hak aramak diye bir şey var arkadaş. Gariban ol, fakir ol ne olursan ol . Ara o hakkı ve yoluna Elvan dede ve Yaşar ın yoluna çıkanlar gibi iyi insanlar çıksın. Kötüler yok mu? Hemde ne çok var. Hükümete, Amerika ya olana olmayana hayran yalakalar ve acımasız polisler ve askerler . Her dönem olduğu gibi burda da var. Fakirlik , yırtık don, eski ayakkabı nasıl anlatılırsa o kadar anlatılmış. İçime içime işledi kitap. İlk Fakir Baykurt kitabım. Sanırım son olmayacak.
Keklik
KeklikFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2008445 okunma
346 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Haksızlığın, hukuksuzluğun, acımasızlığın olduğu, sağ sol kavgalarının yaşandığı, gücün zenginde olduğu dönemler.. Yetiştirdiği kekliğin peşine düşen 13 yaşındaki Yaşar ve 70lerinde Elvan Dede.. Dönemin çocuk yaşlı demeden yaşattığı eziklik, haksızlık, adaletsizlik…Bu düzen ne zaman değişecek, imkan ve fırsat eşitliği ne zaman anlamını bulacak? Dert sahibi oldum desem yeridir
Keklik
KeklikFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2008445 okunma
346 syf.
8/10 puan verdi
Ankaralı on üç yaşındaki Yaşar keklik sevdalısıdır.Bir keklik yakalayıp evcilleştirmiş kendi evladı yerine koymuştur.Dedesi Elvan Çavuş aslında hepimizin dedesidir.Ekmeğini taştan çıkaran ,torunları için gözünü kırpmayan ,dürüst , yalakalıktan hoşlanmayan, tıpkı demir gibi bükülmeyen…Amerikalılardan biri gelir Yaşar’ın kekliği kapar. Sonrasında olaylar başlar.Elvan Çavuş ve Yaşar’ın başlarına gelenleri okurken ağlamamak için direndim.Köylülerin fakirlikle - yoklukla mücadelesi içimi dağladı.Fakir Baykurt her karakterin kendi ağzından anlatmış bölüm bölüm.Çok etkili çok bizden bir roman. Fakir Baykurt ‘köylünün’ en başarılı yazarıdır kanımca.
Keklik
KeklikFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2008445 okunma
Reklam
346 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Ankara'nın Dökülcek köyünde yaşayan Yaşar Oğlan'ın evcilleştirdiği (elcik yaptığı) kekliği haksızca elinden alınınca, dedesi Elvan Çavuş'la kekliği alabilmek için Ankara'nın yolunu tutarlar.Haksızlığın, düzenbazlığın hakim olduğu memlekette haklarını aramaya çalışırlar.İlk kez 1975 yılında yayımlanan Keklik,zengin fakir arasındaki uçurumu, sınıf çatışmalarını, devlet yönetiminin kayırmacılığını gözler önüne serer.Öğrenci olayları, işkenceler, Amerikan emperyalizmi yer bulur kitapta.Dönemin siyasi atmosferini yansıtır.Demirel'in eşi Nazmiye Hanım'ı Cumhurbaşkanı Sunay'ın oğlu doktor Atillâ'yı romanın yan karakterleri olarak görürüz.Elvan Çavuş ve torunu Yaşar Oğlan'ın haksızlığa karşı haklı, onurlu mücadeleleri umut aşılar içimize. “Ben içimden diyordum ki, şehirlerde insanlar tuhaf olmuş. Değişmeyen köylerde biz kalmışız. İçi başka, dışı başka âlemin. Herkesin en az iki yüzü var. Biri içinde, biri dışında. Kimse içindekini göstermiyor.Dışındaki de yapmacık.” syf 177
Keklik
KeklikFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2008445 okunma
346 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Bir keklik, bir çocuk, yaşlı bir adam ve bir Amerikalı... Bu kekliğin neden olduğu trajikomik olaylar. İşin içine siyasetin karışması da cabası. Yazar dönemin toplum yapısını, değer yargılarını, köylülüğü, kentliliği, yoksulluğu ve varsıllığı biraz mizahla ama çoklukla acı bir şekilde irdelemiş. Kayırmacılığın, haksızlığın, ahlaksızlığın, hukuksuzluğun alıp başını gittiği bir memlekette, biri genç biri yaşlı iki yüreğin her şeye rağmen nasıl doğrudan, güzelden ve adaletten yana atabildiğini anlatan bu muazzam romanı okuyunuz. Selam olsun Yaşar Oğlana ve Elvan Çavuşa. Köy Enstitülerinden çıkan en önemli isimlerin başında gelir Fakir Baykurt. Yıllardır kitaplarını okumak istediğim bir yazardı ve Keklik okuduğum ilk romanı oldu. Açıkçası okurken çok beğeneceğimi düşünmüyordum. Ancak romanı bitirince içimde okumak için bu kadar geç kalmışlığın pişmanlığı kaldı.
Keklik
KeklikFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2008445 okunma
346 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Fakir Baykurt ile ilk tanışmamız Keklik kitabıyla oldu. Kitap, Anadolu’da geçen bir ailenin yaşamına kulak veriyor. Amerikalı gavatların gücü elinde tuttuğu, iyi yerlerde, önemli mevkilerde iş sahibi olduklarından köydeki geçimsizliğin etkisiyle Amerikalılara özentilik edenlerle, yalakalığa karşı çıkanların bir nevi haklıyla haksızın öyküsü anlatılıyor. Bir keklik var ki Yaşar oğlanın, güzelcene öter, av için mükemmeldir. Elcilik olmuş hayvan; kafesten salarsın gider, döner bir daha Yaşar oğlana gelir. Gelir amma bu güzel hayvana da talip çoktur. Başta Amerikalı Harpır Bey. Yaşar oğlan kekliğe bağlıdır ama babası da Amerikalı gavata kekliği hediye etmekte o kadar ısrarcıdır. Bir de Elvan dedemiz var ki torunu tutar, keklik için mücadele eder. Dede, baba, çocuk Ankara yoluna düşer. Görürler ki siyaset ne çirkin bir şeydir. Kitabın akıcılığına, üslubun sadeliğine hayran kaldım. Kitaptaki terim ve kelimeleri anlamak beni zorlasa da Fakir Baykurt’un nasıl zor bir işi ustaca inşa ettiğine şahitlik ettim. Yeni kelimeler öğrendim, kelimelerle yeni dünyalar keşfettim.
Keklik
KeklikFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2008445 okunma
346 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Dede Korkut tan gireyim konuya Kitap, kitap dersem sana arlanma kitap! Bağrımın eziği kitap! Yoksulluğun resmi kitap..... Bir #fakirbaykurt şaheseri daha okudum ben.... Nedense ne zaman okusam yüreğimde bir Anadolu rüzgarı eser. Buram buram Anadolu kokar Fakir Baykurt romanları. İçimi yakar yoksulluk cayır cayır Anadolu nun çorak toprağı gibi.
Keklik
KeklikFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2008445 okunma
346 syf.
10/10 puan verdi
Bir keklik, elcik keklik. Bir çocuk, bir dede. Türkiye-Amerika dostluğu dedikleri ama aslında Amerika'nın Türkiye'yi sömürerek somurmasına karşı duran bir avuç insan. Türk'ün dış politikada ve iktisadında bağımsızlığı bile isteye, bizzat baba bildiği İnönü'nün, Menderes'in eliyle Amerikanlara aha buyur diye teslim
Keklik
KeklikFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2008445 okunma
346 syf.
7/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Keklik
Keklik, Fakir Baykurt’un akıcı dili sayesinde kolayca okunabilen bir roman. 13 yaşındaki Yaşar, babası çok sevdiği kekliğini kendi rızası olmadan, köylerine gelen ava meraklı bir Amerikalı mühendise armağan edince, dedesi Elvan Çavuş ile kekliği geri almak için büyük bir mücadeleye girişiyor. Torununun üzüntüsüne dayanamayan dede, gözünü karartarak Yaşar’ı da yanına alıp Ankara’ya gidiyor ve dönemin başbakanının eşine varana kadar imkan bulduğu her kapıyı aşındırıyor. Sonrasında ise işler sarpa sarıyor ve kekliği almak uğruna başlarına gelmeyen kalmıyor. Roman, haksızlık, adalet arayışı, kırsal kesimin geçim sıkıntısı, işsizlik gibi konulara değinirken o dönemki Türk- Amerikan ilişkileri, siyasi iklim, ülkenin ekonomik durumu, askeri koşullar vb. birçok gerçeği, dede torun üzerinden anlama fırsatı buluyoruz.
Keklik
KeklikFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2008445 okunma
·
Puan vermedi
KEKLİK FAKİR BAYKURT Ankara’nın Dökülcek köyündendir Yaşar Oğlan. En çok dedesini sever bu dünyada. Dedesi Elvan Çavuş da yaman bir ihtiyardır hani. Dayanamaz haksızlığa. Sözünü sakınmaz hiç kimseden, ipe götüreceklerini bilse de. Bir de Gülnare’sinin sevdası dağlar Yaşar Oğlan’ın yüreğini, ama en çok kekliğine tutkundur o. Kırda bulup “elcik” ettiği bir kekliktir bu. Kafesini açıp salsa da, birkaç gün sonra bulur evin yolunu, yalnız koymaz Yaşar Oğlan’ı. Dökülcek köyü av alanıdır o dönemde. Yabandomuzu avlar bir kısım, bir kısım da keklik diye tutturur. Günlerden bir gün Amerikalı avcı ile Yaşar’ın babası Seyit tanışırlar. Amerikalı Yaşar’ın kekliğine vurulur. Seyit çevrenin baskısıyla kâh kendisine iş bulur umuduyla Yaşar Oğlan’ın kekliğini gece gizlice alır ve Amerikalıya hediye eder. Yaşar Oğlanın yüreği dayanamaz buna. Tabii Elvan Çavuş ‘un da… Kekliğin peşinden her şeyi göze alıp Ankara’nın yolunu tutarlar. İşte asıl bundan sonra insanın insana yaptığı zulüm neymiş bizzat yaşayarak görürler. Elvan Çavuş önce Kaymakamlığa, sonra Valiliğe, olmadı Nazmiye Hanım’a (Başbakan Süleyman Demirel’in eşi). Durmadan hikâyelerini anlatır durur, ama bir sonuç çıkmaz. Amerikalı Harpır beyin oturduğu evi de bulurlar. Zaten oradaki kapıcı kendi köylüleri Ali’dir. Oraya da giderler, ama bir netice alamazlar. Sonunda o apartmandaki öğrenciler, bayanlar, Ali’nin karısı Gülcan olmayacak şeyi oldururlar. Yaşar Oğlan kekliğine kavuşacak mı okuyalım, görelim.
Keklik
KeklikFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2008445 okunma
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.