•"Kendini tanımak bilmek istersen iki şeyden yaratılmış olduğunu bilmelisin.Biri zâhiri kalıb buna beden derler.Göz ile görülebilir .Diğeri bâtın mânasındadır.Ona nefs derler, ruh derler ve kalb derler.Bu ancak hakikat gözü ile görülebilir.Baş gözü ile görülemez.Senin hakikatin , aslın bu bâtın manasındasır.Ondan gayrısı ona tâbidir.Onun askeri ve hizmetçisidir.Biz bu manaya kalb ismini vereceğiz.Kalb dediğimiz zaman biliniz ki , bazen ruh dedikleri , bazen nefs dedikleri insanın hakikatini demek istiyoruz.Kalb demekle göğsün sol tarafına yerleştirilmiş olan et parçası ( yani yüreği) kasdetmiyoruz.Onun bir kıymeti yoktur.Hayvanlarda da ölülerdede vardır.Baş gözü ile görülebilir .Baş gözü ile görülen her şey bu alemden olup bunlara âlem- i şehadet denir .
Kalbin hakikati bu alemden değildir.Bu aleme garib olarak gelmiştir.Yolcu gibi gelmiştir.Görünen et parçası ( yürek) onun taşıyıcısı ve aletidir.Bedenin tüm uzuvları onun askeridir.Bütün bedenin padişahı odur.Hak teâlayı tanımak , O' nun cemâlini müşahade etmek , onun sıfatıdır.Teklif ona olmaktadır.Hitâb onadır."İtab ve İkab onadır.Asıl saadet ve şehvet onun içindir.Beden bütün bunlarda ona uymaktadır.Onun hakikatini bilmek , sıfatlarını tanımak Allahu Teâlayı tanımanın , bilmenin anahtarıdır .O nu bilmeye çok uğraş ki , o çok yüksek bir cevherdir."
Bir kimseye nefsani arzusu bir şey emretse ve Allah'ın şeriatı da onun aksini emretse, eğer onun kalbi Allah Teala'nın fermanına daha çok meylederse, o kimsenin Allah'ı daha çok sevdiği anlaşılır.
Erkek, hanımıyla çocuk gibi olmalı, fakat aile reisliği vazifesinde adam gibi olmalıdır. Erkek eve girerken gülmeli, çıkarken susmalı, bulduğunu yemeli, bulmadığını sormamalıdır.
"Dünya yolu, ahiret yolunun tamamiyle zıddıdır . Zira dünya ile ahiret; doğu ile batı gibidir . Hangisine yaklaşırsan, muhakkak öbüründen uzaklaşırsın."
Ebû Bekri's-Sıddık (radıyallahü anh) duâ ederken şu kadar demekle yetinirdi:
«Yâ Rabbi, doğruyu doğru olarak bize göster ve ona uymak için kuvvet ve kudret ver !».