Sen de biliyorsun ki insanlar gerçekte konuşmuyorlar. Konuşur gibi yapıyorlar. Öğrendikleri sözcükler var. Birbirlerine onları söylüyorlar. Gerçekte çok azı, çok az zaman için konuşuyor. Orada da dikkat et, duygu sözcükleri yoktur. Birbirlerine söylemeleri gereken sözleri söylerler. Onun için de çoğunlukla birbirlerini dinlemezler. Gerçekte konuşmayan, gerçekte dinlemeyen insanlar iki önemli iletişim aracını da kaybettikleri için artık anlaşamıyorlar. Koku ve dokunma. Işte gerçek iletişimin iki yolu. insanlar ikisini de unuttu.
Insanların ilişkisi kavga etmekle bozulmuyor. Kavga etmek, tartışmak gene de bir şeylerin kaldığını gösteriyor. Bir ortak yol bulmak isteği belki. Ama artık kavga bile edememek yok mu? Bir konuyu tartışmak bile gereksiz olmuyor mu? işte o zaman her şeyin bittiğini anlamak gerekiyor. Anlıyorsun ve susuyorsun.
Eski ispanyol haritacılarının sevgilileri harita çizilirken, Benim için bir ada çiz derlermiş. ispanyol haritacısı da sevgilisi için gerçekte olmayan bir ada çizermiş. Eski ispanyol haritalarında böyle sevgiliye armağan adacıklar olurmuş.
Kristof Kolomb bir deniz seferinde, haritadan anlayan bir ispanyol'a gemide sularının azaldığını, haritada görülen şu adacıkta içme suyu bulunup bulunmadığını sorunca ispanyol gülümsemiş, efendim, o adanın varolduğunu sanmıyorum. Onu çizen haritacı sevgilisine çizmiştir demiş de gerçek ortaya çıkmış.