Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kısaca Felsefe

Kurtuluş Dinçer

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Herakleitos’a göre “ Her şey akar”; değişmeyen hiç bir şey yoktur ve gerçek olan yalnızca oluştur: “Aynı ırmağa iki kez girilemez.” Irmak aynı ırmak değildir, artık başka sular akmaktadır.
Gorgias’ın bu savlarından oluşan görüşe, felsefe tarihinde “kuşkuculuk” adı verilir. Buradaki kuşku, bilginin olanağı karşısında duyulan kuşkudur ve bilmeyi olanaksız sayar.
Reklam
“Felsefe” sözcüğünü Eskiçağ’daki bu anlamıyla alırsak, görürüz ki, bilgeliği sevmek yalnızca bilmeyi değil, erdemli ve mutlu bir yaşam sürmeyi de içeriyor.
Martin Heidegger, dili "insan varlığının temeli", "insanı insan kılan şey", "varlığın kendisi aracılığıyla ışıdığı şey" diye betimler. Ona göre insan, öteki etkinliklerinin yanı sıra dili de olan bir canlı değildir. Dil varlığın evidir; insan onun içinde barınır, onun içinde varolur.
Sayfa 207 - pharmakonKitabı okudu
Doğrulamacı bilimadamları kuramlarını doğrulayabil mek için hep doğrulayıcı örnekler arar, yanlışlayıcı örnek lerle karşılaştıklarında, bu örnekleri görmezlikten gelirler. Oysa bilimadamının görevi kuramını yanlışlanmaktan kur tarmak değil, sürekli olarak yanlışlayıcı örnekler aramaktır. Ancak bu yolla her şeyi açıklayan, kavramları ve öndeyileri kaypak, belirsiz, hep doğrulanan kuramlardan kurtulabili riz. Bilimselliğin ölçütü, Popper'e göre, doğrulanabilirlik değil, yanlışlanabilirliktir.
Sayfa 95 - pharmakonKitabı okudu
Tümevarımı önemseyen doğrulamacı tutum dogmatik tutumdur. Eleştirel tutum ise tümdengelimden yanadır. Tümdengelim yoluyla kuramlarımızın içeriğini ortaya koyabilir, kusurlarını saptayabiliriz. Tümevarıma dayalı, geniş kapsamlı, her şeyi açıklayan, yüksek olasılıklı ama zayıf kuramlarla iş görmek yerine; tümdengelimi kullanan, kapsamı dar, düşük olasılıklı ama güçlü kuramlarla iş görmeyi yeğ emeliyiz. Ussal bilimsel tutum bunu gerektirir.
Sayfa 96 - pharmakonKitabı okudu
Reklam
“Hakkında konuşulmayan konusunda susmalı” mı?
İnsan bir şeyi bilmek için iki olanaklı yöntem tanır: ya nesneyi herhangi bir biçimde-duyularla ya da ruhsal olarak- doğrudan doğruya görmek, ya da onu sonuç olarak çıkarmak. İkisi de bir bilme işlevidir ve aslında anlığın bir erdemidir. Bir şeyi sevmenin ya da nefret etmenin, bir kaygı, bir nefret ya da benzeri bir şey yaşamanın sonucu olarak, ola ki, insan kendini mutlu ya da mutsuz hisseder- daha fazla bir şey değil.
Sayfa 26 - Pharmakon
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.