Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yazılar, Söyleşiler, Soruşturmalar

Kitapla Direniş

Tomris Uyar

Kitapla Direniş Gönderileri

Kitapla Direniş kitaplarını, Kitapla Direniş sözleri ve alıntılarını, Kitapla Direniş yazarlarını, Kitapla Direniş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Suçu ve cezayı yaratmak için bir Tanrı gerekmez, insan kardeşlerimiz onu çoktan yaratmışlardır.
Hele bir yaştan sonra, saydığı kadınla sevişmeyi doğru bulmayan, seviştiği kadını saymamayı ilke haline getiren erkekler arasında yaşıyorsanız, içinizdeki aşk tohumundan vazgeçmeyi deneyebiliyorsunuz.
Reklam
Aşk biticidir, o yüzden üretkendir, hızlıdır, mutluluk ve özgürlük kazandırıcıdır.
Çabaya razı değilseniz, labirente girmeyin derim, sicimi sıkı sıkı tutsanız da, yola ekmek kırıntıları serpseniz de yorulabilirsiniz, sonuçta karanlıkta kalabilirsiniz.
Aşk nasıl sevi değilse, şiirsel de şairane değildi.
Kadınların süslenmesini; toplumca kabul edilme isteğine, bir çevreye yaranma, erkeklere ya da belli bir erkeğe güzel görünme çabasına yoranların gözden kaçırdığı en önemli nokta, kadının artık neredeyse içgüdüleşmiş bir alışkanlıkla tıpkı evini güzelleştirişi gibi dünyayı da güzelleştirme isteğidir.
Reklam
Kadın, kente kapalıdır uyandığında – dünyanın neresinde olursa olsun. “Ev”i yaşama başlatma görevi yüzyıllardır ona verilmiştir çünkü. Belki perdeleri aralayıp havanın nasıl olduğuna bir göz atar: Ev halkının o havaya göre giyinmesini sağlayacak, eksikleri giderecektir çünkü. O arada gözüne ilişen görkemli bir ağacın ya da kenti saran pus tabakasının dikkatini dağıtmasına izin vermez, radyodan yükselen içli bir şarkıyla anılara sürüklenmez.
Yanlışsız edebiyat olmaz, ama her kuşak en azından kendi yanlışını yapmalı, bir öncenin yanlışlarını devralmamalı dersek kim dinler?
Reklam
Haklılık, kiralık katiller karşısında etkili bir silah mıdır?
Şiir, başka şeyle yazılamadığı için kelimeyle yazılır, sonunda da bunun böyle olduğu sezilir.
Hangimiz bir kedi kadar bağımsızız, barışığız dünyayla?
Günümüzde aşk nedir?
Bir sürü kavramı toparlarken dağıtıyoruz ister istemez. Ama aşk konusunda bu tür tanımlara kalkışınca işler daha bir sarpa sarıyor. Öyle ki “günümüzde aşk” deyince, gülmek geliyor içimizden. Neden? Galiba yıllar yılı “tek tip” bir aşk düşündüğümüzden.
İstanbul'la aram bozuk bu aralar: 7. Çıkarımlar.
Bir kadının bir kentle nasıl bütünleştiğini, nasıl onunla bir­likte soluduğunu anlatan romanı Mrs. Dalloway’de sabahın er­ken saatlerini şöyle anlatıyor Virginia Woolf: “Bond Sokağı büyülerdi; o mevsim, sabahın erken saatlerin­de; uçuşan bayraklarıyla; dükkanlarıyla; ne bir su sesi; ne bir ya­kamoz; babasının elli yıldır takım elbise satın aldığı dükkanda bir top tüvit; bir-iki inci, buz kabı üstünde alabalıklar. ‘Hepsi bu kadar,’ dedi balıkçıya bakarak. ‘Hepsi bu kadar,’ diye yineledi eldivencinin vitrininde duralayarak. Savaş’tan önce kusursuz denilebilecek eldivenler vardı bu dükkanda. İh­tiyar William amca, bir hanımefendi, pabuçlarıyla eldivenlerin­den belli olur, derdi. Savaşın ortasında bir sabah, yatağında doğ­rulmuş, öbür yana dönmüş. ‘Artık dayanamayacağım,’ demişti. Eldivenler ve pabuçlar; kendisi eldivene pek düşkündü gerçek­ten, ama öz kızı, Elizabeth’i, hiç aldırmazdı böyle şeylere.” Ev kadınlarının ördükleri kozayı küçümserken bir yandan hep aynı barlara, aynı güvenceli dost birleşmelerine gitmeyi öz­gürlük ve yiğitlik sayan, kentin getirebileceği belalardan kork­mayı ilke edinip caddelerini boş bırakan, bir balıkçının sıcak ba­kışları karşısında bile kendilerini “meta yerine konmuş” sayan kadınlardan olmadığıma göre belki de artık tam anlamıyla bir kent sayılamayacak kadınsız İstanbul’la, tam anlamıyla bir kadın sayılamayacak kentsiz ben, ortak bir yazgıyı paylaşıyoruzdur.”
96 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.