"Gereğinden fazla endişe ediyorsunuz," demiş küçük kara balık. "Ama düşün, düşün de bir yere kadar. Yola koyulursak korkularımızın tamamıyla yersiz olduğunu göreceğiz."
"Sevgili küçük balık, neden bu kadar karamsar ve ürkeksin?" diye sormuş yengeç.
"Ne karamsarım ne de ürkek! Ben gözümle gördüğümü, aklımla anladığımı söylerim, o kadar!"
Ama ben bilmek istiyorum, anlasana; hayat yaşlanıncaya değin şu bir avuç yerde dönüp durmaktan mı ibaret, yoksa dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?
On bir bin dokuz yüz doksan dokuz küçük balık, "İyi geceler," diyerek uykuya daldı. Büyükanne de uyudu. Ama küçük kırmızı bir balık ne yaptıysa gözüne uyku girmedi. Sabaha kadar denizi düşündü durdu...