Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Siyasal İslam'a Biat Edenler

Liberal İhanet

Merdan Yanardağ

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Öte yandan postmodernizm ve sol liberalizm, esas olarak sosyalizm ve Marksizm eleştirisidir. Ancak, bu tavrını genel olarak modernite eleştirisi içinde gizler.
Tarihsel olarak bakıldığında liberalizm Türkiye'de, Batı’dakinden farklı olarak, monarşizme karşı direnen ve ulusal bir pazar inşa etmek isteyen burjuva sınıfının dünya görüşü olarak değil, dünya kapitalizmine Osmanlı’yı bir açık pazar, bir yarı-sömürge olarak eklemlemek isteyen işbirlikçi burjuvazinin dünya görüşü olarak ortaya çıkıyor.
Reklam
Klasik ve liberal iktisat teorisinin kurucusu olan Adam Smith'e (17231790) göre kapitalizmin işleyiş yasası, serbest piyasa ekonomisinde malların değişimiyle sağlanan kazancın artırılmasıdır. Başka bir ifadeyle kapitalizmin esası kâr yasasıdır. Smith’e göre bunun Önkoşulu da mülkiyet hakkı ve bireylerin ekonomik girişimlerinin üzerinde hiçbir sınırlamanın olmamasıdır. Ancak o zaman sadece bireyler değil, uluslar da zenginleşecektir.
Sol liberaller, iddialarının aksine daha kapsayıcı, birleştirici ve enternasyonalist bir anlayış da getirmiyor. Tam tersine alt kültürlere ve etnisiteye dönüşü savunarak, insanlığı daha küçük ve birbirinden ayrışmış birimlere doğru iteleyerek ufalıyorlar.
Uluslararası Hrant Dink Ödülü; 15 Eylül 2011 tarihinde dönemin Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Başyazarı Ahmet Altan’a verildi. Ödülü veren kurum Hrant Dink Vakfı’ydı. Ödül Komitesi Başkanlığı’m ise Türkiye’de aydın ihanetinin simge isimlerinden, tipik ”neo-con"lardan (yeni muhafazakâr) Ali Bayramoğlu yaptı. Bu Ödülün Ahmet Altan’a verilmesi tam anlamıyla siyasal ve ahlaki rezaletti. Altan’ın ödülü, gerçekleri öğrenmeye başlayan kamuoyunda ciddi bir tepki yarattı. Çünkü Ahmet Altan’ın yönettiği T araf gazetesi Dink cinayetini örtbas etmek için başmdan beri özel ve sinsi bir çaba harcadı. Cinayetin azmettiricisi oldukları ortaya çıkan Fethullahçı polis şeflerini aklamak için elinden geleni yaptı.
Açıkça ve cesaretle saptamak gerekiyor ki, günümüzde nasıl ”insan hakları” kavramı artık emperyalist bir müdahale hukukunun ve bu hukuka bağlı olarak yaygınlaştırılmaya çalışılan Yugoslavya, Afganistan, Irak, Libya ve Suriye müdahalelerinin / işgallerinin bir gerekçesi haline gelmişse; ”demokratikleşme” de küresel kapitalizmin yeni bir egemenlik aracına dönüşmüştür.
Reklam
Solculuğu, maddi temelleri olmayan soyut bir özgürlü kçülük ve demokrasi savunuculuğuna; demokrasiyi de etnik ve dinsel kimliklerin serbestisine indirgeyen sol liberaller, bir anlamda aynı şeyi yapar ve kapitalizmi yok sayarlar. Kaçınılmaz olarak ekonomik ve sosyal eşitlik ilkesini de bir tarafa bırakan sol liberaller, tıpkı burjuva liberaller gibi hukuksal-siyasal eşitlik ilkesiyle yetinirler.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.