Maceracılar kitaplarını, Maceracılar sözleri ve alıntılarını, Maceracılar yazarlarını, Maceracılar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir gece yoldaki köprüde olanları anımsıyordu. Wally Hendry'nin korkak olmadığını da biliyordu. Bununla birlikte Haig'in kafa tutmasına karşılık vermiyordu.
Ruffy kalçasına oturttuğu erkek çocukla yatıştırıcı bir mırıltıyla konuşmaya başladı. Konuşurken gülümsüyor ve çocuğun başını okşuyordu. Korkusu yavaş yavaş geçen çocuk da incecik bir sesle ve Bruce'un anlayamadığı bir dilde cevap verdi.
Bruce, «Ne diyor?» diye sordu.
Ruffy güldü. «Kendisini yiyeceğimizi sanıyor. Oysa bunda bir kahvaltı çıkacak kadar bile et yok.» Çocuğun pislikten kabuk kabuk olmuş sıska kolunu okşadı.
Sonra jandarmalardan birine bir emir verdi. Adam vagona girip bir avuç çikolatayla döndü.
Ruffy konuşmasına deyam ederek bunlardan birini soyup çocuğun ağzına soktu. Küçük çocuk bunun tadını alınca gözleri hayretle irileşti ve sonra memnun memnun çiğnedi. Gözlerini Ruffy'den ayırmıyordu; sözleri, ağzındaki çikolata yüzünden boğuklaşmıştı.
«Şimdi güçlüyüm, Haig. Güçlüyüm çünkü hayatımda hiç kimse yok. İnsan ancak tek başına kalırsa güvende olur. Tam anlamıyla bağımsız ve tek başına olunca.»
«Ya çok sıcak ya çok soğuk.» Tehlikenin onu böyle geveze yaptığının da farkındaydı. Ama kendini engellemedi. «Bu küçük, mutlu gezegenimizin bir yönü de bu işte. Hiç bir şeyin ortası yok. Ya çok sıcak ya çok soğuk. Ya açsın ya fazla yemişsin. Ya aşıksın ya da dünyadan nefret ediyorsun...»