Bu adamı seviyorum. Yazdıkları çocuk zekamızı açmış, hayalgücümüze esneklik katmıştı. Okuyamadıklarımızı şimdi okurken de hala keyiflendiriyor bizi, mutlu ediyor, bazen şaşırtıyor, ama her zaman tatmin ediyor. Kitaba geçelim:
Hayaletli olduğuna inanılan boşaltılmış bir madenin eski bir çalışanı olan mühendisimiz, bir gün aldığı bir mektupla madene döner. Madendeki son kömür kalıntısı da çıkartılıp maden terk edilse de orada yaşamaya devam eden eski bir ustabaşı'dan almıştır mektubu. Madene adımını atan mühendisimiz, burada enteresan şeyler yaşar. Fakat hayaletlere inanmayan ve sağduyusunu bilim deresinde yıkamış olan mühendisimiz madende dönen şeylerin, yani gerçeklerin peşine düşer.
Jules Verne'i okumak nedense her zaman çok keyif vermiştir bana. Kaptan Grant'ın Çocukları'ndan Buzlar Sfenksi'ne, Arz'ın Merkezine Seyahat'ten Seksen Günde Devr-i âlem'e, Karpatlar Şatosu'ndan Balonla Beş Hafta'ya, Denizler Altında Yirmi Bin Fersah'tan Güzel Sarı Tuna'ya her kitabı ayrı hoş.
Büyüksün Cül Vern.