Artık iyi bir Hakan Günday okuru olduğumu düşünüyorum. Malafa, okuduğum 6. eseri sanırım. Bu nedenle eseri incelerken, kendi yazarı içinde inceleyeceğim. Zaten notu da ona göre verdim.
Hemen yazayım, Günday kitapları içinde en alt seviyede olanı buydu. Diğerlerinin temposu yüksekti; aforizmalarla dolu olurlardı ve insanı gerçek olmayacak kadar tuhaf işlerin içine sokardı. Gerçi bunda da bunların hepsi var ama düşük seviyede.
Malafa, isminden dolayı ilgimi çekti. Çünkü ben de hasbelkader kuyum sektörü ve tezgahtarlık işinin içinde sayılırım. kitapta bahsini ettiği pırlanta ve altınla ilgili hemen her şeyi çok iyi biliyorum. Bu roman için, benim adıma bir avantajdı ki, diğer okurlar için sıkıcı bile olabilir.
Yani, oradaki has hesaplarından, Anvers şehrine, satış tekniklerinden, tezgaha kadar hemen her şeye fazlasıyla aşinayım.
Günday yine şiddet ve marjinalite kokan hikayeler anlatmış. Antalya'yı merkezde tutarak turizm ve mücevherat sektörünün köküne kibrit suyu dökmüş...
Buna rağmen -iyi bir roman sayılsa bile- dğer Günday kitaplarına göre düşük puanda kalmış. Biraz, Ocean filmi serisi gibiydi...