Frankenstein’ın yazarı Mary Shelley’nin, öldükten sonra ardında müsvedde halinde bıraktığı bütün romanları ve öyküleri arasında tamamlanmış guzel bir eserdir Mathilda.
1819’da yazılmasına rağmen aksaklıklar sebebiyle yayımlanamayan ardından da unutulan bu gotik roman diyebiliriz.
Yaptigim arastirmalara gore Mathilda Shelley’nin kendi hayatından en çok esinlendiği eseri.
Mathilda, yazarın annesi Mary Wollstonecraft, babası William Godwin ve eşi Percy Bysshe Shelley ile olan ilişkilerini anlamak için önemli bir belge niteliği taşıyor. Bir babanın kızına olan aşkı, toplumdan soyutlanma ve ölüm gibi anlatması zor konular hiçbir şekilde otobiyografik olmayan olaylar üzerine kurgulansa da, üç ana karakter açık bir şekilde Mary’nin kendisi, Godwin ve Percy Shelley olarak görülebilir ve kitap içerisindeki rolleri de kolaylıkla gerçeklere tekabül edecek şekilde yorumlanabilir.
Bu kitabi okumama ragmen kitabin duvarlarini aşip ic dunyasina giremedim. Bu da beni huzursuz etti acikcasi. #frankenstein gibi
#gothic bir romanin yazarinin #mathilda 'sini pek anlayamadim.
Bunun sebebinin betimlemelerin fazla olmasi ve hemen hemen ayni seyleri yazarim surekli tekrarlamasindan kaynaklandigini dusunuyorum.
#ithaki yayinlarindan cikan #gothic edebiyatin onculerinden olan #Maryshelley 'in #mathilda 'sini bir kez daha dikkatli okumam gerektigini hissettim.
Ama sunu samimi olarak soylemeliyim ki frankenstein ve diger ingiliz klasikleri kadar pek sevemedim. :)
#gothicnovel
#englishclasics
#maryshelley
#mathilda #frankenstein #english #literature #ithakipublishing
