Stefan Zweig “Mecburiyet” isimli eserinde savaşın başlaması ile birlikte karısı ile İsviçreye kaçan Ressam Ferdinand’ın askerliğe elverişli olup olmadığının tespiti için konsolosluğa çağrılması, konsolosluğa gidince direkt eline askerliğe katılım belgesinin verilmesi üzerine Ferdinand’ın ve eşinin askere katılım konusundaki duygusal, ruhsal, psikolojik etkenleri ile Ferdinand’ın kendini, kendi düşüncelerini ve inandıklarını sorgulamasına ve eşi Paula’nın inandıkları konusunda taviz vermemesi yönündeki desteğine değinmektedir.
Stefan Zweig “Mecburiyet” isimli eserinde savaşa, savaşın yaratttığı yıkıma, savaşın getirdiği olumsuzluklar ile savaşın insanın psikolojik, ruhsal ve duygusal durumu üzerindeki etkilerine, savaşın insanlara, ailelere ve aile bireylerine neler yaptığına, bu kişiler üzerindeki etkilerine, insanların savaş konusundaki görüşlerine ve kendi savaş konusundaki görüşlerine geniş ölçüde yer verdiğini söyleyebiliriz. Yani Stefan Zweig savaş konusundaki görüşlerini bu eser ile okuyucularına sunmaktadır.
Alıntılar;
“Dışarıdayken kendini kaçak hisseden insan ne kadar özgündür?”
.
“İnsanın kendi iradesine, kendi inancına rağmen onlara hizmet etmesi değil mi, korkunç olan?”
.
“Tüm dünya yerle bir olunken, insanın kendisi için çalışması bir suç.”
.
“Esaretin içinde de bir özgürlük vardır.
.
“İnsan kendini kaçak hissettikten sonra hiçbir yerde özgür değildir.”
.
“İnsan bir amaç uğruna kendin vazgeçebilir, fakat başkalarının çılgınca fikirleri uğruna değil.”
