Eğer Allah katında dünya hayatının bir kıymeti olmuş olsaydı, kâfire bir yudum su bile verilmezdi. Çünkü kâfir, Allah'ın düşmanıdır. Düşmâna kıymetli sayılan hiçbir şey verilmez. Dünya Allah katında hiçbir değer taşımadığı için Allah’ın veli kullarınKitabı okudu
Güzel gören, güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.
İnsanın kalbinde ve aklında ne hükmedip yerleşmiş ise, hâdiseleri ona göre te’vil ve tahlil eder. Bu, insan fıtratının değişmez bir prensibidir.Kitabı okudu
Her şeyi maddede arayanların akılları gözlerindedir. Göz ise mâneviyatta kördür.
sonsuz bir kudretin ve nihayetsiz bir ilmin mücessem bir neticesi olan bu muhteşem kâinat sarayını seyrettiği hâlde, onun san’atkârını kabul etmeyen insan, en cahildir.Kitabı okudu
Elbette en bahtiyar odur ki: Dünya için âhireti unutmasın, âhiretini dünyaya feda etmesin
hayat-ı ebediyesini hayat-ı dünyeviye için bozmasın, malayani şeylerle ömrünü telef etmesin; kendini misafir telakki edip misafirhane sahibinin emirlerine göre hareket etsin;Kitabı okudu
Lezzet ve sürur ve memnuniyetin bizce malûm manaları, şuunat-ı mukaddeseyi ifade edemiyor; fakat birer unvan-ı mülahazadır, birer mirsad-ı tefekkürdür. Hem dahi şu temsiller; muhit, azîm bir kanun-u rububiyetin küçük bir misalde ucunu göstermekle, rububiyetin şuunatında o kanunun hakikatını isbat ediyor. Meselâ bir çiçek vücuddan gider, binler vücud bırakarak öyle gider denilmiş. Onunla azîm bir kanun-u rububiyeti gösteriyor ki; bütün bahar, belki bütün dünyadaki mevcudatta bu kanun-u rububiyet cereyan ediyor.