Mesel Denizi

Mehmet Akar

En Eski Mesel Denizi Gönderileri

En Eski Mesel Denizi kitaplarını, en eski Mesel Denizi sözleri ve alıntılarını, en eski Mesel Denizi yazarlarını, en eski Mesel Denizi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
HALİT BİN VELİD İslâm’ın büyük kumandanı Halid bin Velid’in, savaşın kı-zıştığı hengâmede başındaki sarığına bir mızrak ucu değmiş ve sarığı miğferi ile beraber düşman saflarının arasına doğru yuvarlanmıştı.Her şeyi bırakıp sarığın peşinden koşmaya başladı. “Ey kumandan, kendini tehlikeye atıyorsun!” dediler. “Ne ehemmiyeti var?” dedi, “Yıllardan beri sarığımın içerisin-de Resûl-i Ekrem’e (sas) ait üç tane kıl taşıyordum,düşmanın eline geçer diye korktum.” * * * O büyük kumandan, Hazreti Muhammed gibi bir Peygambere sevginin ve saygının gereğini ders veriyor, O’nu delicesine seviyor, canından aziz bildiğini bu hâdise ile bir kere daha gösteriyordu. Belki de zaferlerinin arkasında O’na ait bir parçayı taşıyor olmanın lütfunu görmekteydi. O sevgi ve alâka olmasa idi, O’na (sas) ait âsâr bugüne kadar muhafaza edilemezdi.
ÖNÜMÜZDE EFENDİMİZ Yavuz, Mısır’ı almak için Sina çölünü geçmek zorundadır. O dönemde Mısır tahtında Tomanbay vardır. Yavuz’un Tih çölünden topları ile geçemeyeceğini ve karşısında perişan olacağını ummaktadır. Çöl, akrep, yılan ve sivrisineklerle doludur. Gündüz 40 dereceyi bulan sıcaklık, gece sıfırın altına düşmektedir. Ulu Hakan, ordusunu peşine takmış, kızgın kumların üzerinde müthiş bir edep ve tevazu ile yürümektedir. Bakışları bir noktaya mıhlanmıştır. Âdeta çölde sonsuzluğa açılan bir izi takip etmektedir.Herkes askere manevî kuvvet olsun diye böyle davrandığını sanmaktadır ama, asker saatlerdir yürü-mekten yorgun düşmüştür.Vezirler: – Hünkârım atınıza binseniz, deyince, – Görmüyor musunuz? Resûlullah Efendimiz (sas) önümüzde yürürken ben nasıl ata binerim! der. Yüreğinde müthiş bir vecd ve coşku, gözlerinde rahmet bulut-ları gibi yaş vardır. Hadise duyulduğunda askerin gözyaşlarıyla gökten şakır şakır yağan rahmet birbirine karışır ve o korkunç Tih çölü on üç günde geçilir. Bu olayın sırrı hâlâ çözülememiş ve böyle bir rekor bir daha kırılamamıştır.
Reklam
İnsanlar, karanlığa bir mum yakmalı, yangın çıkaranlarla söndürenler arasında tarafsız kalmamalı, iyiliğin kötülüğe galebesi için elinden geleni yapmalıdır. Tabii, kötülüğe kötülükle mukabele ederek değil, güzelliği yaşayıp, tavsiye ederek...
İyi olduğun halde insanların seni kötü bilmesi, gerçekte kötü olup iyi bilinmekten daha iyidir.
"Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem; Dili yok kalbimin; ondan ne kadar bizarım!"
Sayfa 11
Kötülüge kötülükle mukabele ederek değil, güzelliği yaşayıp, , tavsiye ederek....
Sayfa 50
Reklam
Keşke insanlar tabi olanlara bakıp, tabi olanlarda, tabi olunanı aramasalardı....
Sayfa 66
İnsanın kıymetini bilmediği en önemli hazine ömür ve zamandır. Ne var ki insan, vaktin kıymetini bilmeden, onu gereksiz şeylerde israf eder, "Nur topu günlerin kanına" girer. Halbuki, yirmi dört saat, yirmi dört altın gibi bir sermayedir ve en iyi şekilde değerlendirmelidir. Telafisi olmayan bir servet varsa o da ZAMANDIR.
Sayfa 68
Kadere rıza gösterilmelidir!
"Kader beyaz kağıda sütle yazılmış yazı, Elindeyse beyazdan gel de sıyır beyazı."
Sayfa 79
"Dünyada iki tür insan vardır, kendini iyi bilen kötüler ve kendini kötü bilen iyiler."
106 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.