Metroland
Julian BarnesEn Eski Metroland Sözleri ve Alıntıları
En Eski Metroland sözleri ve alıntılarını, en eski Metroland kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Bu "onlar" sözcüğünde hiçbir belirsizlik yoktu. Bu sözcüğü ben kullandığımda, kimlikleri bilinmeyen yasa yapıcılar, ahlâkçılar, toplumun aydın kişileri ve dış banliyölerde yaşayan ana babalar anlamına geliyordu.
Sayfa 15 - ayrıntı
O zamanlar renkler konusunda çok duyarlıydık. Her şey bir yaz tatilinde, plajda okumak üzere yanıma Baudelaire aldığımda başlamıştı. Eğer gökyüzüne bir kamışın içinden bakacak olursanız, diyordu Baudelaire, onun daha büyük parçasına baktığınız zamankinden çok daha zengin bir mavilikte gözükür gözünüze.
Sayfa 16 - ayrıntı
Bürokratların onların içlerine etmesini istemiyorduk. Daha önceden,
"...dilin..."
"...etiğin..."
"...öncelikler duyusunun..."
içine etmişlerdi. Ama son çözümlemede bunları görmezden gelebilirdiniz. Kendi yolunuzdan afra tafrayla gidebilirdiniz. Ama ya renklere de el atacak olurlarsa?
Sayfa 16 - ayrıntı
Suyuna gitmek daha iyiydi, yoksa altı ayı bulmaz, kendimi Türkiye'de bir sarayda iğdiş edilmiş, tombul bir harem ağası olarak buluverirdim.
Sayfa 39 - ayrıntı
İnsan okuldan ayrılana değin yaşamla tam anlamıyla yüz yüze gelemiyordu.
Sayfa 47 - ayrıntı
Yaşam sonunda oldukça eğlenceli bir taksi gezisiydi bedelinin ödenmesi gereken; çalınan son düdük olmaksızın anlamsız gözükecek bir maçtı yaşam; bir kez olgunlaşınca, işlevini yerine getiren ve zorunlu olarak ağaçtan düşmesi gereken bir meyveydi yaşam onun için.
Sayfa 63 - ayrıntı
Bazı şeyleri kabulleniyordunuz, bazı şeylere tepki gösteriyordunuz, bazı şeylere tepki göstermeye tepki gösteriyordunuz ve bu sürecin yol açtığı sürekli gidip gelme devinimi size ilerleme yanılsaması veriyordu.
Sayfa 98 - ayrıntı
Olaylar ve eylemler neyse odurlar,
ve onların sonuçları da ne olacaklarsa
o olacaklardır; o zaman aldatılmayı
ne diye arzu edelim?
-Piskopos Butler-
Sayfa 153 - ayrıntı
“İflah olmaz derecede maneviyattan uzak olmakla birlikte, aynı zamanda derinden idealisttik. Bayağı iyi bir karışım gibi gözüküyordu bu.”
“İnsanlarla konuşmamayı yeğliyorduk; çünkü bu, onları gözlemlememizi engelliyordu.”