Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Başarıya Giden Yol - Türkiye ve Dünyadan Yüzlerce Uygulama Örneği

Moks

Ahmet Şerif İzgören

Moks Sözleri ve Alıntıları

Moks sözleri ve alıntılarını, Moks kitap alıntılarını, Moks en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ülkenin köyleri böyle dehalarla, satranç ustaları, kalp cerrahları, fizik profesörleri, müthiş yönetmenlerle dolu. Biz, bu çocukları; hayal güçleri körelmiş, yaptığı işe inanmayan, yetenekleri yok eden, test odaklı öğretmenlerin ve korkunç bir müfredatın kollarına bırakıp hepsini kaybediyoruz.
Taklit aslını yüceltir.
Biz de adam iyi bir şey yaptıysa özünü almak yerine taklidini yaparız.
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
Bu kadar basit.
Fransa’da Dupont insan kaynakları direktörü trafik kazası geçirir, kazada arka koltukta oturan çocuğu ve kendisi yaralanır. Yöneticiler hastaneye ziyarete giderler. Tüm masrafları karşılanır. Hastaneden çıktığında evine bir mektup gelir: “İşten çıkarıldınız”. Aranızda Dupont’un ilk kurulduğunda ne iş yaptığını bilen var mı? Dupont dinamit ve patlayıcı üreten bir şirket olarak işe başladı. Bugün Türkiye’de Dupontsa’nın yaptığıyla hiç alakası olmayan bir iştir, o yüzden en önemli değer kavramlarından biri “Güvenlik”tir. Mektupta, işten çıkarma gerekçesi olarak şu belirtilir: “Değer kavramı güvenlik olan bir kurumda, çocuğunun emniyet kemerini bağlamayan bir yöneticiyle çalışamayız”. Bu kadar basit...
Otomobil kablosu üretiminde Yazaki’nin en önemli rakibi Sumitomo. Ve birbirlerinden devamlı ürün alıyorlar. Birisinin kalitesizliği ötekini baltalar. Eskiler aynı alanda çalıştıkları firmalar için “rakip” değil, “refik” yani refakat eden, yoldaşlık eden kelimesini kullanırlardı. Ne güzel anlatmışlar değil mi? Aynı yolda yürüyorsun. Tepişebilirsin de, birbirine yolda yarenlik de edebilirsin. Obama kazandığında, “Dün rakibimdi, bugün başkanım” diyen McCain’in tavrını düşünün, bir de bizimkileri.
Hayal gücü....Hayalin gücü....
Bu ülkede eğitim diye başınıza gelen şey, hayal gücünüzü köreltmekten başka bir şey değildir. Benim, Allah’tan kafam çok basmıyordu da ders dinlemedim. Size yemin ederim üniversitede dört sene en arkada hayal kurdum, resim çizdim, yazıştım, karikatürümü ve arkadaşlıklarımı ilerlettim. Hocaların gelip önlerine açıp okudukları kitapları dinlemek istemedim. Kerrat cetvelini ezberleyeceğim diye biraz zorlandım ilkokulda, baktım kapasite sınırlı. 43 yaşındayım ezbere bir tek “yedi kere sekiz, elli altı”yı biliyorum, çoğu çarpmayı oradan hesaplarım. Ben anlamadığımdan pek ezberleyemedim ve az da olsa hayal gücüm kaldı. Fırsatınız varsa hayal gücünüzü kurtarın. Hayal gücünüzü büyülemeye çalışan öğretmenleriniz varsa kulaklarınızı dört açın; size hayatı, başarıyı, mutluluğu öğretecek olan onlardır.
Tahsin Şahinkaya
Eski Havacılar bilir. Tahsin Şahinkaya, Hava Harp Okulu komutanıyken Hava Kuvvetleri’nden Hava Harp Okulu’nu denetlemeye gelecekler; bir bakıyor, sararmış çimler var. “Boyayın bunları yeşile” diyor, çimleri yağlıboyayla boyuyorlar yeşile. Ertesi gün generaller geliyor, çimler yemyeşil. Şahinkaya daha sonra Hava Kuvvetleri Komutanı oldu. Hatırlarsınız, dünyanın en zengin generali diye 80’li yılların başında TIME’a kapak oldu, derginin o sayısı Türkiye’de toplatıldı. O dönem kimse “Hava Kuvvetleri’nin tüm binalarında, bu fayanslar niye değiştirilip duruyor?” diye sormadı.
Reklam
2002 yılında, bir İsrail şirketi Kıbrıs’ta Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden bir ofis istedi. Ardından öğrencilerle toplantılar yaptılar ve “Bize girişimcilik fikirleriyle gelin, fikrinizi hayata geçirirsek size şu kadar ödeme yapalım” dediler. Ülke dışındaki yetenekleri keşfetmeye çalışan insanlar ile kendi ülkesindeki öğrencisine, çalışanına “Bir fikrin var mı?” di-ye hiç sormayan insanlar... 1950’li yıllarda gelip Kayseri’nin Talas ilçesine Amerikan Koleji açmayı akıl eden Amerikalıların yaptığı gibi. (Daha sonra Doğu Akdeniz Üniversitesi’ndeki şirketin aynı zamanda İsrail istihbaratına çalıştığını öğrencilerden öğrendim.)
Güvenilirliği okuyarak kazanamazsınız, bunu size hayatınızdaki iyi örnekler ve aileniz kazandırır
Sayfa 33
Bir numaralı beyin avcısı ABD, her sene 200.000 süper gence geçici çalışma vizesi veriyor. Kanada ve Avustralya da 40’ar bin kişiye. O çocuğu yetiştirmek için harcadığın parayı ABD’ye hibe ettiğin gibi, o yeteneğin tüm performansını da o adamlar kullanıyor. Sadece ABD’de 3.600 Türk doktor var. Karbon kaplama teknolojisini bulan, “yüzyılın 100 bilim adamı” arasında olan Prof. Dr. Ali Erdemir, yıllar önce Türkiye’de iş başvurusu yaptığında devlet, resepsiyon memurluğu önermişti.
Bir işyeri, eski tarihli bir bina, tek asansör var ve kuyruk oluyor, çalışanlar hanım ağırlıklı ve memnuniyet anketlerinde en çok şikâyet asansörden geliyor. Çok bekliyoruz, şöyle, böyle... Yönetici, çeşitli çözümler getiriyor; katların yemek saatini değiştiriyor vesaire. Bir türlü şikâyet azalmıyor. Bir gün bina temizlikçisi: – Müdürüm, kat başına 50 lira masrafla bu işi çözerim. – Sen şikâyetleri kes, ne istersen var sana. Uyanık temizlikçi asansörün iki tarafına 50’şer liraya genişçe birer süslü boy aynası taktırıyor. Hanımlar üstünü başını incelerken asansörün ne kadar zamanda geldiğinin farkında bile olmuyorlar, şikâyetler kesiliyor.
Reklam
Hiçbirimiz, hepimiz kadar akıllı olamayız.
Bir hastaneye gittim, her yerde klasik müzik. Doktor arkadaşımla buluştuk, “Oğlum süper, her yerde müzik yayını” dedim. “Hııı” dedi, “Binada denetleme ya da önemli bir adam olduğunda 9. senfoniyi koyuyorlar. Hepimiz aportta bekliyoruz, ortalığa çekidüzen veriyoruz. Önemli adamlar binadan gitti mi müzik değişiyor, oradan anlıyoruz”. ISO var mı var; kalite belgesi, o da süper. Kendinizi kandırırsınız. Enver Paşa’yı iki bölük kıyafetle kandıran zihniyet, Allah’tan bugün yok değil mi? Yoksa “sağırlar birbirini ağırlar”, birbirimizi kandırıp dururduk.
Yaratıcılığın önündeki en büyük engel; günlük hayatta rutin ve alışkanlıklar, iş hayatında ise standartlar ve prosedürlerdir.
Haklı
Cem Karaca bakkala giriyor, bakkal: – Ağabey yeni albümün çıkmış, hayırlı olsun. Eh bir tane imzalar, verirsin artık. – Tabii veririm. Sen de şuradan bir tereyağı imzalayıp ver!
Kıpçak Türklerinin bayrağını hiç gördünüz mü? Mavi bir zemin üzerinde kırık bir üzengi. Kıpçak Türkü olan Ravil Agiş gösterdi bana bayrağı ve “Biz devletimizi kaybettik, başarısız olduk, o yüzden üzengimiz kırık” dedi. Dürüstler ve kendilerini bayraklarında an-latacak kadar açıkça eleştiriyorlar. Ya biz, kendimize ne kadar dürüstüz? Sanırım bu işleri beraberce düzeltene dek, iyi bir ülke, sağlam, üreten, birbirine hoşgörü gösteren, bayrağını seven insanlar olana dek bizim de hilalin köşesinde bir kırık yapmamız lazım. Ne zaman ki düzeltiriz ülkeyi, her sene politikacı bürokratların ve devlet adamlarının aldığı 7 milyar dolar rüşveti keseriz, o zaman bu bayrağı hak ederiz.
729 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.