Karaman’da, Bifa’da bir gün, bir işçi, kucağında bisküvi kolileri varken merdivenlerde patron Necati Babaoğlu’yla karşılaşır. Patronu karşısında görünce duvara yapışır ve yol verir, patron da duvara yapışır. – Buyur geç. – Olmaz Necati Bey, siz geçin. – Olur mu, sen iş yapıyorsun, bengeziniyorum, sen geç! – Hayatta olmaz, siz geçin. Karşılıklı yalvar yakar… İşçi kardeş zorla geçer. Tüm işçiler birbirlerine bunu anlatırlar. Bifa’ya gittiğinizde, her yerde tevazu görürsünüz. Oysa patronların, genel müdürlerin çoğu, asıl işlerinin yanında “küçük dağ imalatı” işine de girerler, çok havalı iştir.
Ekip lideri olarak kurumdaki tüm gençlerin kahraman mı, korkak mı olacağını sizin tutu-munuz belirler. Güvenirseniz güvenilirsiniz, azarlayıp durursanız korkulursunuz. Korku kültürü olan yerde sadakat, sevgi ve güven olmaz.
İş hayatında çizginizi rakipleriniz belirler. Temponuzu, verimliliğinizi rakipler sayesinde arttırırsınız. iyi rakip şahanedir, F-1 yarışları gibi temponuzu arttırır. Kötü rakip kaza yaparsa diğer arabalar da yavaşlar ya da kazaya karışır.