Önümde güzel bir kitap olsa, sayfalarında yitip gitsem, bunca yolun sonuna nasıl geliverdiğimi anlayamasam öyle ki, bir hüzün şiirleri güldestesi olsa kitaplığımın özel bir yerinde, onu her yolculuk yanıma almayı hiç unutmasam, işte gelip gelip göğüs kafesimi zorlayan bu çok boyutlu hüznün bir türlü tadına varamasam, okumaktan gözlerim mi yoruldu, o zaman yeşeren tarlalara, alacaya kesmiş tepelere, yapayalnız telgraf direklerine baksam uzun uzun.
yeryüzünü yeniden yorumlasam
Kalbimin özünden habire sıcak bir şeyler. Ama kelimesiz. Ama harfsiz. Yani tarifsiz bir akım gibi bir şeyler. Gece yok. Bıyığıma kırağılar bırakan, burnumu, kulaklarımı biber gibi yakan ayaz yok. Ayaklarımın altında kütürdeyen soğuk beyazlık yok. Delik botlarımın içinde vıcık vıcık ayaklarım da. Kuyrukları apış aralarında, birbirlerine sokula