Mukaddime (2 cilt takım)
İbn-i HaldunMukaddime (2 cilt takım) Sözleri ve Alıntıları
Mukaddime (2 cilt takım) sözleri ve alıntılarını, Mukaddime (2 cilt takım) kitap alıntılarını, Mukaddime (2 cilt takım) en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
- " (...) Hakikatin kudretine mukavemet edilemez!.."
Dergah yayınları
Kıtlık ve sıkıntı içinde telef olanları açlık değil, sadece bolluk ve refah zamanında alışageldikleri tokluk öldürmüştür.
Sayfa 272 - DERGÂHKitabı okuyor
"Yabancı biri, içinde Hz.Peygamber(SAV)’in de bulunduğu bir topluluğa gelince, kılık ve kıyafetine bakarak peygamberin kim olduğunu tayin eden edemediğinden “İçinizde Muhammed hanginiz?” diye sorardı. Hz.Peygamber (SAV) kılık,kıyafet,giyim-kuşam, makam-mevki,hal-hareket itibariyle sahabeden farklı bir durumda değildi.."
“İnsanlar dünyaya, makama ve servete çok düşkündürler. Genellikle erdemlerin peşinde koşmaz, erdemli olma konusunda birbirleriyle yarışmazlar..”
.....Abbasi devleti bundan sonra da birçok devlete bölündü: Maveraünnehir ve Horasan'da Saman oğulları, devlet kurdular.
Sonra SELÇUKLULAR geldi ve bütün bu bölgeleri ele geçirdiler.....
Sayfa 496
Şairin dediği gibi,
Zamanının onunla, (sevgilimle) benim aramı açmak için çalışmasına şaşardım.
(Çünkü) aramızdaki her şey bittiğinde, zamanın (çalışması) da sona erdi.
Sayfa 285
Hazımın/ sindirmenin manası şudur:
Gıda bir tavırdan diğer bir tavıra geçerken tabiî hararetin tesiriyle pişer.
En sonunda fiilen bedenin bir parçası haline gelir.
Bunun izahı şudur: Gıda, ağıza girip avurtlar arasında çiğnenince, az da olsa ağızın harareti onda bir pişme (ve hazm olma) tesiri bırakır ve onun mizacını (ve yapısını) kısmen değiştirir. Nitekim yenmek üzere ağıza alınan, sonra da iyice çiğnenen bir lokmanın mizacının yenmeden evvelki halden başka olduğu görülmektedir.
Sonra bu yemek mideye inmekte midenin harareti onu kaynamış bir hale getirene kadar pişirmektedir.
Sayfa 740 - DERGÂH YAYINLARI. Hazırlayan: Süleymen UludağKitabı okudu
Hz. Peygamber dedi ki: "Öyle bir fitne çıkacak ki, Bir taraf yatışsa diğer taraftan patlak verecek. Bu durum gökten birinin nidâ edip, emriniz falancadır, diyene kadar devam eder."
Sayfa 538
aslolan kan bağının hakikaten mevcut olup olmaması değil, yakın irtibat ve karşılıklı yardımlaşmayı doğuracak akrabalık bağı inancının var olmasıdır.
Körü körüne yaşatılan gelenekler, ölülerin yaşatıldığı anlamına gelmez; yaşayanların ölü olduğu anlamına gelir.