Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Müphemlik Kültürü ve İslam

Thomas Bauer

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Belirsizliği, ayrıştırmalar yoluyla önleme yöntemi, kurbanlar ister. İlk kurbanlarından biri arkadaşlıktır. Yakın Doğu’nun erkekleri için diğer erkeklerle arkadaşlık ilişkileri, bugün hâlâ —öteden beri olduğu gibi— yaşamlarındaki, duygusal açıdan belki en önemli toplumsal ilişkidir. Batılı gezginler, Yakın Doğu’da alışılagelmiş olan erkek erkeğe arkadaşça sokulganlığa genellikle şaşırır, bunu anlayışsızlıkla karşılarlar (eğer alaya almazlarsa). Oysa böyle bir arkadaşlık kültürü çok da eski olmayan bir zamanda Batı’da da yaygındı. Orada da erkekler el ele tutuşarak dolaşır, orada da arkadaşça öpüşülür, sarılınırdı. Pekâlâ erotik bir alt tabakanın üzerine oturmuş olan böylesi bir arkadaşlık kültürü olmadan, Alman klasisizmini ve romantizmini tasavvur bile edemezsiniz. Böyle bir arkadaşlık ilişkisinin “ne kadar erotizm barındırdığı” sorusu sorulmazdı o zamanlar çünkü açıkça ya da gizlice işlerini yürüten bir “cinsellik” henüz yoktu. Bir kesinlik dayatması, arkadaşlıkla aşkı ayırt etme zorlaması da yoktu. Günümüzün Batılı kategorileri, yalnızca evrensel sayılmıyor onlara zamanlar üstü bir geçerlilik de atfediliyor. O nedenle sıkı bir arkadaşlık mı yoksa bir aşk ilişkisi mi olduğunu merak ediyoruz, ki öyleyse bu Schubert ile Mayrhofer’in “eşcinsel” oldukları anlamına da gelecektir. İkisi de bu soruyu hiç anlamazlardı çünkü modern Batı’nın hazza kesinlik kazandırmasını sağlayan bu kategoriler onların idrakine gelmezdi.
Eğer bir kavrama, bir eylem biçimine veya bir nesneye uzunca bir süre boyunca aynı anda iki zıt veya birbirinden belirgin biçim de farklılaşan en azından iki rakip anlam atfedilebiliyorsa, eğer bir toplumsal grup, tekil hayat alanlarına dair normlarını ve anlamlandırmaları aynı anda zıt veya birbirinden kuvvetli biçimde farklılaşan söylemlerden devşirebiliyor veya eğer bir grup içerisinde bir olgunun farklı yorumları benimsenebiliyor ve bu yorumların hiçbirisi tek başına geçerlilik iddiasında bulunamıyorsa, orada bir kültürel müphemlik olgusuyla karşı karşıyayız demektir.
Sayfa 24 - iletişim yayınlarıKitabı okudu
Reklam
İlginç tespit!
Arap şairler bütün çağlarda duyguları ifade etmeyi değil, dinleyenlerde ve okurlarda duygular uyandırmayı istemişlerdi.
Sayfa 295Kitabı okudu
İnsan yaşayışının başka bütün alanlarından ayrıştırılmış bir “cinsellik” küresini kurumlaştırma projesi ile Batı, bir şekilde cinsel yaşamla bağıntılı görünen edimleri ‘müphemliğinden’ arındırmaya dönük, çıkışsız olan fakat yine de dünya çapında başarıya ulaşan bir girişim başlatmış oldu. Bu arada dünyanın bütün yaygın dillerinde, Batılı “cinsellik” kavramının mütekabili olacak bir sözcük bulmaya çalıştılar. Genellikle yerli “cinselliği” Batılı standartlara uydurmaya çalışan bir söylem de kurumlaştı. Cinsel hazzı ve erotik duygulanımları müphemliğinden arındırmaya dönük bu çabanın, müphemliğin ilgasına yönelik her deneme gibi başarısızlığa mahkûm olduğu, açıktır. Ortaçağ’da rahiplerin hazırladığı ayrıntılı günah kataloglarının yerini, hekimlerin sayısız sapkınlığa ilişkin daha da ayrıntılı tasnifleri aldı. Günümüzde kimlik piyasasında gittikçe ayrıştırılan cinsel kimliklerden bir tane edinebilirsiniz, fakat böylelikle cinselliğin müphemiyetini sona erdirmek, sizden daha fazla uzaklaşır.
Sayfa 263Kitabı okudu
Kur'an, asla dibini bulamayacağınız ve hiçbir kıyıda durak bulmayacak muazzam bir deryadır.
Sayfa 112Kitabı okudu
Sünni mezheplerin ilginç doğuşu!
Medine'de yerel hukuk örfü, peygamberden aktarılan hadislerden daha önemli sayılıyordu. Medine geleneği, Mâlik bin Enes'in (ölümü 179/796) ve öğrencilerinin çabasıyla Maliki hukuk okulunu doğuracaktır. Irak'ta " özgür kanaat arayışı" (re'y) Peygamberin geleneğinden daha önemli addediliyordu. Ebu Hanife'ye (80-150/ 699-767) dayanan Hanefi hukuk okulunun kaynağı burasıdır. Büyük ihtimalle Roma Hukuk'undan da bir şeyler intikal etmiştir, fakat bunun somut kanıtlarını göstermek kolay değildir. Peygamberin hadislerinin Kur'andan sonra ikinci hukuk kaynağı olarak yerleşmesi ve bu iki hukuk kaynak arasındaki ilişkinin tartışılması, daha sonra yine bir hukuk okuluna mehaz olacak ve adını verecek olan Eş- Şafi'nin eseridir. Sünniliğin dördüncü hukuk okulunun isim babası olan Ahmed bin Hanbel hukukçu değil, hadis geleneğine dayanan bir sofuluk (takva) hareketinin öncüsüydü. Hanbeliliğin "hakiki" bir hukuk okulu olması daha sonraları gerçekleşmiş, bunda da Şafi hukuk teorisiyle çatışma belirli bir yol oynamıştır.
Sayfa 155Kitabı okudu
Reklam
Zaman içinde içine kapanan İslam dünyası!
14. yüzyıl âlimleri Kur'an'ın değişik tefsirlerini bir zenginleşme sayarken, günümüz Müslümanları için Kur'anı farklı okuma tarzlarının varlığı bile katmerli bir rezalettir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.