Bizi kitap okuyamaz ya da bir resme bakamaz halde, yürüyüşler yapacağımız güzel ovalar olmadan, güneşin altında uzanmadan, çağımızın bilgisine bir payımız olmadan kısacası bedensel ya da zihinsel herhangi bir zevk almadan geçim derdiyle ter ve koku içinde bırakır.
Korku ve umut, insan ırkına hükmeden ve devrimcilerin de baş etmesi gereken iki temel duygudur. Bizim işimiz, baskı ve zülüm altındaki nice insana umut vermek ve zalimler azınlığına korku salmaktır.
Yoksullar vardır, bunu bilirler. Ancak yoksulların acıları, sert ve sarsıcı bir biçimde ulaşamaz onlara. Onların kendi dertleri vardır ve hiç şüphesiz, dert çekmenin insanlığın kaderi olduğunu düşünürler. Kendi yaşamlarındaki dertleri, toplumun alt kesimlerindeki insanların dertleriyle karşılaştıracak yola yordama da sahip değillerdir. Ve olur da daha ağır dertler üzerine düşünmek zorunda kalırlarsa, "İnsan, ne olursa olsun, çekeceği derde alışır," vecizesine sığınırlar.