Pahalı hediyeler almak yerine tâ yürekten gelen sahici bir "seviyorum seni" diyebilmek ne güzel. Pırlanta yüzük kırılabilir, güller solar ama, sözler, durmadan esen, ılık ılık esen rüzgârlar gibidir...
İnsana en çok şiir yakışıyor,
Sonra yeryüzüne yağmur,
Gökyüzüne mavi...
Ve en çok insana vefa yakışıyor,
Yüreğe sevda,
Gözlere haya...
Ve en çok yaşamak yakışıyor,
İnsanca, sevdaca, duruca
Belki yine gelirim, Ahmet Telli
Bütün kıyılarınızdan çekildim
Tadı kaçmış bir konuk değilim artık evlerinizde
Dalınızdaki kuş ağırlığından kurtarıyorum sizleri
Hoşçakalın ovaların kolay yürünebilir yeryüzünde
Bana düşmez belki Yıldızların gömüldüğü derinlikten söz etmek
Yıldızlar vardır ve ölümlüdür
Onlarda biri; denizdağıdır dünya
Yüzünü yıkadığınız sular buruşur diye
Anımsamaktan korkuyorsunuz
Gök desem sıkılır
Dağ desem yorulursunuz
Susuyorum işte
Gizilgüç, atom, tank, ütopik sevdam
Ürkek tavşan, homurdayan ateş, kızıl su
Ellenmemiş yaram, kabaran tuz
Avcısı kör dilencim, bulutsuz ağıl
Eğilse, kırılsa bitimsiz orman
Ana rahmine düştüğüm an
Büyüdüm, sevdim, sonra yoruldum işte
Ama gene de herkes sevdiğini öldürür
Bu böyle biline,
Kimi bunu kin yüklü bakışlarıyla yapar,
Kimi de okşayıcı söz ile öldürür
Hemen herkes bir türlü öldürür sevdiğini
Acılara batmamış bir aşk söyle bana
Yıkmamış kıymamış olsun bir aşk söyle
Bir aşk söyle sarartıp soldurmamış ama
İnan ki senden artık değil yurt sevgisi de
Bir aşk yok ki paydos demiş olsun gözyaşlarına
Mutlu aşk yok ki dünyada
Ama şu aşk ikimizin öyle de olsa