Sözler ve Alıntılar
Öğrenmek, yaşamak, zevk almak yerine “Nasıl kurtulurum” diye düşünmeyi seçiyoruz.Netice de bir tarafı eksik kullanmamızı sağlayacak ne varsa onun ardından gidiyoruz.
Siz izin vermediğiniz sürece kimse sizi ezemez. Belki sözleriyle aşağılar, küçümser, hakaret eder hatta döver. Ama onun bu davranışları karşısında ezilmek ya da ayakta kalmak sizin seçiminizdir. Bu davranışlarını ya onun küçüklüğü olarak görürsünüz ya da kendi küçüklüğünüz olarak kabul edersiniz.
Birileri size yapamayacağınızı söylediğinde ya yapma gücünüzü orada bırakırsınız ya da yaparsınız.
Birileri eğilmeniz için zor kullandığında ya gerçekten eğilirsiniz ya da eğiliyor görünür ama içinizdeki güce sahip çıkarsınız.
Her şekilde seçim size aittir. Neyi seçerseniz onu yaşarsınız ve o olursunuz. Formül bu kadar basittir aslında.
Eskiden zekanın beynin büyüklüğü ve beyin hücrelerinin sayısıyla doğru orantılı olduğu zannediliyordu. Ancak günümüzde; zekanın beyin hücrelerinin sayısıyla değil,beyin hücrelerinin arasındaki bağların artmasıyla doğru orantılı olduğu anlaşıldı.
Aslında bu son derece iyi bir haberdir. Çünkü zeka beyin hücrelerinin sayısına bağlı olsaydı, hiç şansımız kalmazdı. Beyin hücreleri çoğalmadığı ve öldükten sonra yenilenmediği için, zihnimizin potansiyelini artırmak, zekamızı geliştirmek gibi kavramlar hayatımızda doğmadan ölmüş olurdu.
Resime, müziğe yani sanata ilgi duymanın “gereksiz” bulunduğu ama mühendis, doktor, avukat olmanın yüceltildiği bir toplumda yaşıyoruz.Sadece sol lobun yapabildiklerine mahkum kalıyoruz. Doğduğumuz anda her ikisini de kullanan bir dahi iken, zamanla sadece sol beyni kullanmayı öğreniyoruz. Sanki hayal kurmak, yeni fikirler ortaya atmak tuhafmış gibi dışlıyoruz sağ beynimizi.
Ayrıca sürekli beynimizin yüzde kaçını kullandığımıza dair de birçok söylenti dolanmakta ortalıkta. Bir bakıyoruz % 11’ini, bir bakıyoruz % 1’ini,bir bakıyoruz %3’ünü kullanıyormuşuz.İlginç olansa daha bütününü çözemediğimiz bir yapının, kaçta kaçını kullandığımıza dair sonuçlar üretebilmemiz. Eğer torbada kaç kilo elma olduğunu bilmiyorsak, nasıl oluyor da yediğimiz miktarın yüzdesini hesap edebiliyoruz?
Aslında yapmamız gereken hesap da ne kadarını kullandığımız değil, ne kadarını kullanabileceğimiz, daha fazla kullanmak için neler yapabileceğimiz üzerine olmalıdır. Kaçta kaçını kullandığımız değil,
mümkün olduğunca çoğunu nasıl kullanabileceğimiz üzerine düşünmek, araştırmak ve teknikler geliştirmek bize fayda sağlayacak olandır.
Öğrendiğiniz her şey geleceğinize değerli bir yatırımdır. Edindiğiniz her kabiliyet yaşamda sizleri merdivenin üst basamaklarına çıkaracak bir araçtır ve başarmak, güçlü olmak için her zaman yeni araçlara ihtiyaç vardır.
Sayfa 10
Çevre faktörünün sizin üzerinizde bırakmış olduğu iz, yapabilecekleriniz
ve yapmakta olduklarınız üzerindeki en büyük etkendir.
Sayfa 66Kitabı okudu