Sözler ve Alıntılar
“Bizler yörüngeye girmeyi reddeden gezegenler gibiyiz.
Kütlemizin ağırlığına yaslanıp güneşin gücüne talip oluyoruz!
Yarattığımız kaos, yeni bir düzende dengeleninceye kadar sıyanetli filan olamayız.”
Günümüz insanı, Megamachine'la ancak ve ancak onun kurallarına teslim olan 'sığınmacı' ilişki geliştirebilirse hayatta kalabilir. Toplumun tüm kurumları, okullar, basın, aile, hatta sanat, hatta estetik, uyum kurallarını öğretmek üzere yapılanır. Somut insan etkisizleşirken, tartışmasız doğruların, 'mutlak'ların, kuralların, yasaların sayısı ve dolayısıyla 'denetim' artar. Büyük Makine'nin teklememesi için insan düşüncesinin onun işleyişine uygun bir kalıba dökülmesi, bağımsız faaliyetlerinin sistematikleşmesi şarttır. Megamachine'la örtüşmeyen, kalıba girmeyen, sinematikleştirilemeyen faaliyetler aşağılanır, toplumdışı bırakılır. Düzenin adı isterse demokrasi olsun, muhalefet asgariye indirilir, 'ulusal kültür,'' 'kitle kültürü,' ya da 'evrensel kültür' denilen kabullenilmiş doğrular bütünü Diyanet'in ansiklopedisinde putlaşırken, laik 'doğrular' basının ücretsiz dağıttığı Meydan Larousse'da kemikleşir, haberin 'doğru'su BBC'den sorulur. Teksesli müzik, Yamaha'nın talep ettiği biçim de çokseslileşir. Kur'an, rasyonel kalıplara dökülür.
Sayfa 186Kitabı okudu
Kelimeler, kelimeler! Tanrım, Türkiye insanının bu ucuzculuğu, bu ağzından çıkanı kulağı duymaz tavrı beni öldürecek! Heyecanların ateşlediği bölük pörçük söylemler beni öldürecek! Beni öldürmesi hiçbir şey değil! Memleketi öldürecek!
Sayfa 84Kitabı okudu
Daha o günlerde, mesela, ülkücülerin kumaş pantolonları vardı, seninkiler blucin giyerlerdi. Bayağı da bir meseleydi o zaman blucin sahibi olmak! Giysi, ‘çağdaş oldu mu, kafaların da ‘çağdaş olduğu hususunda mutabakat tam, bugün de öyle değil mi?
Dostluk, aşk, evlilik, analık, babalık tüm insani ilişkiler bu esaslar* üzerine kurulduğu sürece sağlıklı.
Bugünün Türkiye'si, kararlarımızdan çok, davranışlarımızın ürünüdür.
Sayfa 407Kitabı okudu
Birbirimizi tanıyamadık, birbirimize dayanamadık, birbirimizi ululayamadık. Çünkü, yürekten yüreğe, sahici ilişkiler kuramadık. Ulvi gibi görünen aşk sahneleri, sıradan -ve sıkıcı- ten tokuşturmalarına, adele sürtüşmelerine dönüştü. Bütünlüğe ulaşamadık.
Sayfa 120Kitabı okudu