Oğlum Osman
Raif CilasunSözler ve Alıntılar
- Koca yobaz, diyordu.
Mesut ağzını açtı Osman’a hak ettiği cevabı verdi :
- Ben belki senin sakat görüşlerinle yobaz, olabilirim ama acaba sen nesin ? Kusura bakına amma düpedüz bir serserisin. Ben Mektepten çıkar, doğru evime gelirim. Derslerimi hazırlarım ezan okununca namazımı kılar bütün kainatı yaratan Halikıma el açar ve şükür ederim. Ya siz Osman beyefendi ? Mektepten çıktın mı soluğu ya sinemada veya bir köşe meyhanesinde veya bir benzerinde alıyorsun. Çok zaman eve ağzından salyalar akarak yalpalaya yalpalaya gelirsiniz ve bir kudurmuş köpek gibi de sağa sola ulur havlarsınız. Şuur ve aklınızı zehirler ve hayvanlaşırsınız. İtler gibi sokaklarda bağırırsınız. Ne namus tanırsınız ne de utanma bilirsiniz. Bu mudur, sizin ilericilik anlayışınız ! Şaşarım o zavallı aklına ki en sonunda seni bir bataklığa itti.
Sayfa 48 - Hisar yayıneviKitabı okudu
“İnsan dediğimiz şey sadece şu gördüğün et, kemik, sinir, deri ve kan değildir. Bunlar sadece insana bir şekil veren cesettir. Hayvanlarda olduğu gibi... İnsan bizatihi ruhtur. Ruh daima canlı hâlindedir. Ceset ise gün gelir ölür, toprak olur. Amma ruh devamlı yaşar, ölmez.”
Sayfa 92 - Hisar YayınlarıKitabı okudu
-Amca Türk olmak kötü bir şey mi? Diyerek kafasına takılanı sordu. Amcası onu okşadı. Şüphelerini artık gidermek zamanının geldiğini anlamıştı.
-Dünyanın en üstün en şerefli bir milletidir Türkler. Batıya, Avrupa’ya insanlığı öğreten, medeniyet ışıklarını yakan, sanat ve ilim kapılarını açan bir millettir. Tarihte dünyaya Rönesans gibi bir medeniyet çağını adını atan ulu Türk Hakan’ı Fatih sultan Mehmettir. Tarihinle, Milliyet’inle her zaman her yerde iftihar edebilirsin oğlum dedi.
Sayfa 93 - Hisar yayıneviKitabı okudu
"... Hazreti Ali'nin bir sözünü hatırlatırım. " Çocuklarınızı geçmişin ve zamanınızın hayat tarzı ve ilim anlayışına göre değil, gelecek asırlara göre eğitin." Bu ne manalı ve ne güzel bir sözdür..."
Dudakları gülüyordu ama içi üzgündü.
Şahadet, getirdikçe içinden bir nur kopuyor, ruhunu yıkıyordu.
Elindeki köklü yemyeşil bir ağacı bırakıp kupkuru bir dala uzanmaktasın.