Byrne anahtarını çıkarıp kilide sokuyor. İki adam anahtarın kilitte döndüğünü işitiyor. Oturan adam ayağa kalkıyor, ayaktaki kapıya doğru yürüyor. Byrne Hollander kapıyı itiyor, karısına yol veriyor, kendisi de arkasından giriyor. Sonra iki adamı görüyorlar ama artık çok geç. Onların ne yaptıklarını, neler söylediklerini söyleyebilirim. Hollanderler’in nasıl yalvardıklarını, pazarlık etmeye çalıştıklarını ve iki adamın yapmaya karar verdikleri şeyi nasıl yaptıklarını. Byrne Hollander’i susturuculu bir .22’lik otomatikle iki kere kalbinden ve bir kere da şakağından nasıl vurduklarını. Şöminenin önünde dolaşan adamın Susan Hollander’in önden ve arkadan nasıl iki kere ırzına geçtiğini ve makatına boşaldığını, sonra şöminenin şişini nasıl vajinasına soktuğunu, daha önce sabırla oturan adamın ya merhametinden ya da bir an önce oradan çıkmak istediğinden kadının uzun saçlarını eline dolayıp başını geriye çekerek boğazını mutfakta bulduğu bir bıçakla kestiğini. Bıçak karbon çeliğinden ve keskin yeri tırtıklıydı ve üreticisi onun kemiği bile keseceğine yemin etmişti.
