Bu kitapla sürüklenmeyeceksin de, hangi kitapla sürükleneceksin..?
Bu kitapla yüreğini dağlamayacaksın da hangi başka kitapla yüreğini dağlayacaksın söylesene?
Sevgili Toptaş'tan yine, içini dalga dalga kitabın yapraklarına vurduğu bir eser. Nasıl bu kadar muazzam yazılabilir, o cümleler nasıl bu kadar ahenkli kurulabilir? Cevabı kitabın iki kapağının arasında saklı.
Bin Hüzünlü Haz tadında bir dizi öykü mevcut içerisinde, Kuşlar Yasına Gider aromasında küçük küçük tadımlık yazılar. İçerisinde kendi dünyamı gördüğüm...
Neden Toptaş'ın kalemini bu kadar çok seviyorum diye, uzun zamandır düşünür dururdum, cevabını kitapta buldum. "Benden biri" Hasan Ali amca. İçimin haykıramadığı cümlelerin sesi o.
Her öyküde sanki yazarın kendi hayatından kesitler okuyormuş gibi hissediyorsunuz. Aslında alakası yok, Toptaş duygu aktarımını o kadar muazzam sağlayan bir yazar ki, sanki sahnelediği tiyatrodaki karakter oluvermiş bir oyuncu. O kadar içine çekiyor ki sizi, siz bunları onun, başkalarının hayatlarından esinlendiğine ya da kendi hayal dünyasında oluşturarak kaleme aldığına inanamıyorsunuz.
Yazarın kitaplarını okuduğum süre içerisinde duygusal doyuma ulaştığımı hissederim her daim. Çünkü hayatın içindedir kitap, alıp sizi ötelere götürmez. Hayatın merkezinde bırakır. Kalıp, o acıyı çekmeyi, o gerçekle yüzleşmeyi zorunlu kılmaktadır size.
Velhasıl-ı kelam, sen bu yazıyı okuyan kişi, hala ne duruyorsun ki? Kalk ve bir Toptaş kitabı al eline, git, gez zamanın mahzenlerinde. Bir kızın ellerinden ellerini uzatır da kimi zaman, bize dokunur zaman...
Tavsiyemdir, bol okumalı günler diliyorum...