Bir önceki gönderide okuduğum kitapla eş zamanlı okumaya çalıştığım bir kitaptı ;)
İmkansız Aşklar Evi'nde hayalete dönüşen Elspeth'in hikaye kurgusuyla, ölümden sonra gerçekten yaşam var mı diye araştıran bir kitabın denkliğine baktım da diyebilirim.
Denkti ;) Şöyle ki, ölüm, ziyaret edileni ışıklarla karşılıyor, ruh kendi varlığıyla ilk etapta öte âleme bir başına alışmaya çalışıyor...
Ölüm ve sonrasını araştırmaya almış olan kitabın içinde ülkemizde metafizik, paranormal, psişik olaylar ve ruhlarla iletişim kurmaya kendini adamış Bedri Ruhselman'ın celselerinden de faydalanışmıştı. Zamanında ABD ve Almanya'nın bile bazı araştırmaları merakla izlediğini, Edison'un uzun ve kısa dalgalar arasında astral dünyayla doğrudan iletişim kurmamızı sağlayacak bir frekans olduğuna inanışından yola çıkılarak deneyler yapıldığını, hatta kayda alınan doğa seslerinin içinde çekenin kendisine yardım talebinde bulunan insan seslerine rastlandığını okudum.
Konuları birbirine benzeyen fakat biri roman kurgusu biri gerçek hayattan araştırmalarla bezeli iki kitabın tek ortak noktası, ölümden sonra yaşamın herhangi elle tutulur, gözle görülür bir kanıt olmadığı sürece nefes alan herkes için hayal ettiği kadar olacağıdır, gibi geldi bana... Gayrısı hak olan ölümle yüzleşince çıkacak ortaya...
Konunun meraklısına tabiki tavsiyedir ;)