“Umarım bir gün içimizden birisi, bizim mitolojimizde yer alan hikayeler üstüne giderek film yapmayı dener,” diyor, birçoğumuzun Manga grubuyla tanıdığı Ferman Akgül. Kendisini müzik kariyerinden ötürü çok severim -ki ülkemizde sevmeyen çok azdır diye düşünüyorum. Kısa öykülerini derlediği bu kitabıyla daha da sevdim, hatta epey sevdim. Özellikle önsöz kısmında anlattığı, Türk sinemasındaki korku filmleriyle ilgili düşünceleri, senaryo konusundaki geliştirici düşünceleri tam da katılacağım türden. Son zamanlarda kültürümüzdeki korku unsurlarının değerlendirilmesiyle ilgili tıpkı onun gibi düşünüyordum ve Akgül sanki tüm düşüncelerimi güzelce toparlayıp birkaç sayfada özetlemiş gibiydi. Bu bakış açısını çok sevdim. Böylesine köklü ve zengin bir tarihimiz varken sinema, edebiyat, televizyon ve daha birçok sektörde onunki gibi bir bakış açısıyla özgün içerikler üretebilecek insanlara ihtiyacımız var. Kitaptaki hikayelerinden biri olan ‘Osmanlı Cadısı Tırnova’ bize tam olarak bunu anlatıyor. Öykülerin tümü aynı atmosfere sahip olmasa da ben genel olarak çok sevdim; çünkü bana kalırsa kitabı değerli kılan Ferman Akgül’ün ilk kısımdaki o ilham verici açıklamasaydı. Kendisi takdir edilesi, çok yönlü ve ülkemiz için değerli bir sanatçı. Bu yüzden yalnızca tavsiye etmekle kalmıyor, özellikle de fantastik türünü seven herkesin kendi kültürümüzün üzerine inşa edilmiş bu tarz kitapları okuması ve desteklemesi gerektiğini düşünüyorum