Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

XVIII. ve XIX Yüzyıllarda

Osmanlı Devletinin Dağılma Devri

Yusuf Akçura

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Değişen bir şey yok...
Bütün bu hoş olmayan olay ve söylentilerin tesiri altında kalan İstanbul halkı fenalıkların kökeni devlet vezirlerinin kayıtsızlık ve müsamahalarına, hükümdarın zaaf ve acizliğine bağladığından hükümete ve hükümdara karşı hürmet ve bağlılık eksiliyordu; devlet ileri gelenlerinin suiistimali, israf ve sefahat olay veya rivayetleri ise düşmanlık ve düşmanlık hisleri ilâve ediyordu. Bu ruhî halin, nihayet bir siyasî fırtınaya sebep olması, beklenilmeyecek ihtimallerden değildi...
Şuan ki yönetenlerde değil...
Zamanın Padişahı III Selim, zayıf karakterli, yumuşak huylu bir adamdı; siyaset ve askerlikten ziyade tasavvuf, şiir ve müzikten zevk alırdı. Böyle fırtınalı bir devirde şiddetli dalgalar arasında bocalayan devlet gemisine kumanda edebilecek azim ve sertlik, zekâ ve kudrete sahip değildi.
Reklam
General Bonapart’ın Mısır seferi, siyasî nokta açısından gerçek ,bir netice vermiş değildir. Askerî yönden bakılırsa Bonapart, çağdaş talim ve terbiye askeriyeden mahrum, teçhizatça , yoksul, ancak çok cesur ve cesaretli Kölemen süvarilerine ve az hazırlıkla alelacele gönderilen bir Osmanlı tümenine karşı galip gelmiş ise de, Akkâda yenilmiş ve asıl Osmanlı Ordusunun gelmekte olduğunu haber alınca, onunla çarpışmayı gözüne kestiremeyerek, biran evel memleketine savuşup gitmeyi tercih etmiştir.
Sayfa 116Kitabı okudu
Fransa ile Rusya’nın anlaşamamasında, çeşitli sebeplerle beraber, Osmanlı dış işlerinin de tesiri yok değildi: Rusya, Balkan Hıristiyanlarını, ayaklandırarak, Osmanlı devletini Balkan yarımadasından atmayı ve Balkan Hıristiyanlarını kendi nüfuz ve himayesi altına almayı amaç ediniyordu; Fransızlar ise Doğudaki siyasî ve ticarî çıkarlarını emniyet altında bulundurmak için, Rusya’nın Balkanlara şahsi alarak hâkim olmasına taraftar değildiler.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.