Şeyh sonunda sultanın vicdanını etkilemeyi başardı. Bu ihtiyar din bilgininin biliminden de yararlanan Yıldırım Beyazıt (k.s), kendi yaşadığı hayat ile Kuran'da öngörülen arasındaki farkı sezince, yaptıklarından büyük pişmanlık duydu.
Bilindiği gibi, Hz. Muhammed (s.a.v) Dönemi Araplarının bayrak rengi güneşten esinlenerek sarı, Fatımilerinki topraktan esinlenerek yeşil, Emevilerinki gün rengi beyaz, Abbasilerinki gök rengi maviydi .
Timur'un adı, Büyük İskender, Cengiz Han, Sezar ve Napolyon da dahil olmak üzere dünyanın en büyük imparatorluklarını yıkan adamı olarak tarihe yazıldı.
Hıristiyan manastırlarının anlattığı uydurma mucizelerin ve hatalı bilgilerin nasıl ölçüsüzce arttığını, cahil keşişlerin elinde İncil'in saf kurallarının nasıl bozulduğunu yakından bilen İslam Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa
(s a.v), tehlikeyi önceden sezmişti. Ve bu konuda şu uyarıyı yapmıştı:
"İslamiyette ruhban sınıfı yoktur."
Alparslan Bey, asıl yurdu olan Türkisntan'da Harzem sultanını tahtından indirmek üzere yola çıkmıştı. Yolu üzerinde ki Amuderya Irmağı'nı geçmek için bir köprü kurdurdu. Ordusunun bir kıyıdan karşı kıyıya geçmesi yirmi gün, yirmi gece sürdü. Savaş alanında yenilen Harzem sultanının, huzuruna getirilmesini buyurdu. Alparslan Bey'in, sultanla karşılaşır karşılaşmaz her zamanki merhametinden eser kalmamıştı. Sultanın el ve ayakla rından bir direğe bağlanmasını buyurdu. Onun, öylece can vermesini istiyordu. Bu korkunç davranışından dehşete kapılan bir tutsak, muhafıziarın elinden sıyrılarak eline geçirdiği bir hançeri Alparslan Bey'in kalbine sapladı.Ölümle pençeleşen Alparslan şöyle konuşmuştu;
"Bunu hak ettim. Gcnçliğimde bir bilgin (alim) bana, Allah (c.c) önünde alçakgönüllü olmak, kuvvetine güvenmemek ve düşmanlarını hor görmemek gerektiği öğüdünü vermişti. Ben bu öğütleri tutmadım. Gururum yüzünden cezalandırıldım. Dün tahtımın üzerinde askerlerimi ve onların disiplinini, cesaretini izlerken, dünyanın atımın ayaklarının altında titrediğini sanıyordum. Kendi kendime, 'Sen dünyanın en büyük efendisi ve yenilmez savaşçısısın' diyordum. Oysa şimdi ölüyorum. Bu kahraman ordular artık benim değil!.."
Ertuğrul Bey, Peygamber Hz. Yakub'un (a.s)
gördüğü gibi bir düş gördü. Düşünde yabancı topraklarda ilerler ken, Allah'ın (c.c) sevgili kullarından olan gezgin dervişlerden birinin yanına konuk oluyordu. Varacağı odanın duvarında asılı olan bir kitap dikkatini çekti.
"Bu kitap nedir?" diye dervişe sordu.
Dervişten: "Bu Allah'ın ( c.c) kelamı Kur'an'ı
Kerim'dir" yanıtını aldı.