Osmanlı Tarihi
Halil İbrahim İnalSözler ve Alıntılar
‘Medeniyet,’ ‘insan’ içindir, onun ‘rahat, huzur içinde’ yaşaması içindir.
İstanbul’un Fethi
Mâneviyâtı iyice bozulan Rûmlar, İstanbul surlarına kadar bütün yerlerin Osmanlı’ya âid olması, İstanbul içinde emniyet ve inzibat memurlarının Türkler tarafından tâyini ve Fâtih’in belirleyeceği en yüksek haracın ödenmesi gibi çok ağır şartlarla barış istediler. Fâtih, ‘Ya ben İstanbul’u alırım, ya İstanbul beni’ cevabını verdi, şehrin teslimini istedi.
Osmanlı’da, her şey devlet için, devlet ise, halkın râhat ve huzûru içindi.
İSTANBUL’UN FETHİ 857/1453
Bilindiği gibi, hoşgörü ve tevâzu, ancak güçlü ve kendine güvenen tarafından gösterilebilir. Güçsüz ve kendine güvensiz, hoşgörüden uzaktır, tevâzudan çok uzaktır, güçsüzlüğünü gösterişle örtmeye çalışır.
Sayfa 159Kitabı yarım bıraktı
Fâtih’in dünyâ görüşü, şu şiirinde özetlenmiştir;
İmtisâl-i ‘Câhidû Fillâh’ olubdur niyyetüm Dîn-i İslâm’un mücerred gayretüdür gayretüm Fazl-ı Hakk-u Himmet-i Cünd-i Ricâlullâh ile Ehl-i Küfrü ser te ser kahr eylemekdür niyyetüm.
İlk Halîfe Hz. Ebûbekir (r.a) gönderdiği orduya, kadınlara, çocuklara, yaşlılara, din adamlarına, bitki ve hayvanlara zarar verilmemesini buyurmuştu. Bu medenî davranışı, 21. Yüzyılda bile, ‘ileri’, ‘gelişmiş’ kabûl edilen ülkelerin ordularında göremiyoruz.
Fetret Devri, on bir yıl gibi oldukça uzun sürmesine rağmen, dikkate değer bir konudur ki, Osmanlı’ya karşı, yeni fethedilen Avrupa topraklarından hiçbir ayaklanma olmamıştır.