Osmanlı'dan Günümüze Ortadoğu'da Millet, Milliyet, Milliyetçilik
Kemal H. KarpatSözler ve Alıntılar
Cumhuriyet döneminde Türklerin önünde iki seçenek vardı: birincisi, etnik yapıya ve dile dayalı milliyetçiliği benimsemek ikincisi de dine ve kültüre dayalı milliyetçiliğe intibak etmekti. 1930’ların başında, Mustafa Kemal Atatürk, Türklerin sahip olduğunu düşündüğü özgün kültüre dayalı bir etnik ve dil milliyetçiliğini açıkça tercih etti. Bu tercihte ve kararda, Rusya’dan göçen Türklerin, özellikle Yusuf Akçura’nın kısmen doğduğu Rusya’da ve bir süre yaşadığı Paris’te öğrendiği seküler devlet ve millet kavramlarının Türk milliyetçi düşünce akımı içine taşınmasında çok büyük etkisi oldu.
Timaş Yayınları
Müslümanlar, Osmanlı döneminde din ve hukuk ortaklığı sayesinde bir millet olmuşlardır. Gayrimüslimler hak, adalet, güven bakımından devleti tanıyor, vergi veriyor, hatta bazen şeriat mahkemelerini kendi mahkemelerine tercih ediyor, fakat devleti benimsemiyor, Müslümanlar gibi devletle özdeşleşmiyordu. Din, halkın ana kimliğini tayin etmekle beraber, gayrimüslimler, etnik kimlik, alt kimlik olarak din ile kaynaşmış şekilde varlıklarını devam ettiriyordu.
Sayfa 8Kitabı okudu