Izbandut, “Bir kadın,” dedi kendi kendine, “sıkılınca gider.”
"Sıkılınca, kim olsa gider,” dedim. “Asıl sorun: nereye?”
" Değil mi ya,” dedi barmen. “Asıl sorun bu: Gidecek yerin olmadıktan sonra, sıkılsan ne fayda; gitsen, nereye?
"Uyanınca yeni bir gün başlar, neler olur bilinmez. Odanın loşluğunda saklanıp kaybolup gitmek, unutulmak istiyorsun. Hayatın kıyısında, belki de hiç var olmadan yaşamanın son noktasında, buharlaşmak... Özlediğin bir insan, yapmak istediğin bir şeyler olmadan, kimliğinin ve kişiliğinin bilinmek istenmediği boşluklarda süzülüp akan, bazen bir ağacı ya da insanı tül gibi saran buhar. Sis bulutu. Güneş yükseldiğinde, havaya karışıp yok olan, akşamın serinliğini bekleyip yeniden ortaya çıkan bir bulut olup pencerenin aralığından dışarı süzülüvermek istiyorsun. Bunu sık sık düşünür ve özlersin."