"Sana hayranım, baba! Şimdi bile umut besleyebiliyorsun, değil mi? Ama ne istiyorsun ki?! Tüm bunlardan sonra daha ne isteyebilirsin ki?"
Bunu tuhaf bir ses izledi. Anlamadığım bir sözcük. Bu fısıldamayı filtre etmek için cihazın sesini iki katına yükseltmek zorunda kaldım. Şimdi, benim geleceğim de belirsizleştikten sonra, Salinas'ın bu tek sözcüğe kattığı heyecanı, onu paylaşamasam da, yine de tekrarlamak isterim:
"Yaşamayı..."