Postmodernizm ve Tüketim Kültürü

Mike Featherstone

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Birinci Dünya Savaşı'nın sonuna doğru serpilen Dada hareketinin üyeleri tüm sanatın mukaddes konumuna tecavüz ederek "sanat için sanat" estetisizminin saçmalığını açığa çıkarmaya ve saçma savaş kültürü de dahil olmak üzere tüm kodları parçalamaya çalışıyorlardı. Montaj tekniğine duyulan arzu ve her bir metnin ço­kanlamlılığını ortaya çıkarmak amacıyla metnin yanılsatıcı bir­liğine karşı başlatılan saldırı Nietzsche'nin felsefesinin etkisini sergiler. Ayrıca, Dada'nın kurucularından biri olan Hugo Ball'ın daha önce Nietzsche üzerine bir tez yazmış olması ilginçtir (Ku­enzli, 1987).
Sanatlar bağlamında postmodernizmle ilintilendirilen mer­kezi özellikler şunlardır: Sanat ve gündelik hayat arasındaki sı­nırın silinişi; yüksek ve kitle kültürü/popüler kültür arasında ki hi­yerarşik ayrımın çöküşü; eklektisizmi ve kodların harmanlan­masını destekleyen bir üslup melezliği; parodi, pastiş, ironi, oyun­culluk ve kültürün yüzeysel "derinliksizliği"nin selamlanışı; sanat üreticisinin özgünlüğünün/dehasının gözden düşüşü; ve sanatın ancak yinelenmeden ibaret olabileceği varsayımı.
Reklam
Bu nokta, vurgunun üretimden uzaklaşıp yeniden üre­time, imaj ve gerçeklik arasındaki ayrımı silen medya yoluyla göstergelerin, imajların ve simülasyonların sonsuzca katlanmasına kaydığı Baudrillard'nın sonraki yazılarında (1983a, 1983b) daha net görülebilir. Burada toplumsal hayat, kurallarından arındırıldıkça ve toplumsal ilişkiler daha değişkenleşip istikrarlı normlarca daha az yapılanmış hale geldikçe, tüketim toplumu özünde kültürel bir toplum haline gelir. Göstergelerin aşırı üretilmesi ve imajlarla si­mülasyonların yeniden üretimi, istikrarlı anlamın yitirilmesine ve kitlelerin, izleyiciyi istikrarlı duygunun ötesine taşıyan biçimsiz bitişikliklerin sonsuz akışından büyülenir hale geldiği gerçekliğin estetikleştirilmesine yol açar.
Boş zaman uğraşları, sanatlar ve genelde kültür, kültür en­düstrisinin süzgecinden geçer; kültürün yüksek amaçları ve de­ğerleri üretim sürecinin ve piyasanın mantığına yenik düştükçe kültürün alımlanması mübadele değerinin (exchange value) buy­ruğuna girer. Buna göre, aile ve özel hayattaki geleneksel bir ara­dalık biçimlerinin yanı sıra yüksek kültürün en iyi ürünlerinin sağ­lamaya çaba gösterdiği · mutluluk ve doyum vaadi, "büsbütün farklı bir öteki özlemi", en düşük ortak paydayı hedefleyen ersatz [yapay], kitlesel olarak üretilmiş meta kültürüne katılan atom­laşmış, manipüle edilen bir kitle doğurmuştur.
Sanat piyasasının genişlemesine ve özellikle met­ropolitan merkezlerde ücret karşılığı çalışan sanatçıların ve sek­törün yan kollarındaki mesleklerin sayısında artışa ilave olarak, sanatın büyük şirketler ve devlet tarafından bir halkla ilişkiler va­sıtası olarak kullanılması sanatçının oynadığı rolde önemli de­ğişikliklerin gerçekleşmesiyle sonuçlandı.
Bizler her yerde zaten gerçekliğin 'estetik' bir sanrısında yaşıyoruz.
Sayfa 121 - BaudrillardKitabı okudu
Reklam
Kapitalist toplumlarda malların birer damga olarak kul­lanılmasına nüfuz eden önemli bir etken, yeni malların üretim oranının "konumsal malları" (Hirsch, l 976), toplumun en üst kat­manlarındaki toplumsal statüyü tanımlayan malları ele geçirme mücadelesinin göreceli bir mücadele olduğu anlamına gelir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.