"Güvertede oturmuş yorgunluk kahvesini yudumlarken, sahil yolundan geçen vasıtaların farları, şehrin rengarenk ışıkları, karanlık gecelerden sonra insanın gözüne ne kadar tuhaf, ne kadar yabancı geliyor... Hele etrafı saran mis gibi tropik çiçeklerin kokusu... Daha garibi, teknenin hiç sallanmadan sakin suda duruşu... Bu durgunlukta insan güvertede yürürken sanki düşecekmiş gibi oluyor.Ve içimde sonsuz bir huzur... Tam on üç yıl evvel, bir gün bu sulara kendi kotramla geleceğime dair kendi kendime verdiğim söz, bugün hakikat oldu ! ..."
Yalnız bu civarda beş tane sun'i inci istasyonu kurulmuş. Bu istasyonlarda, deniz kenarındaki tahta raflardan sepetler içine konmuş canlı istiridyeler suya sallandırılır. Mevsimi gelince çıkartılıp istiridyelerin
ağzı açılır, içine bir sedef parçası konup tekrar de-
nize bırakılır. Zamanla istiridye, bünyesi içindeki
bu yabancı madde etrafına kendi usaresiyle bir kılıf
örerek sun'i inciyi meydana getiriyor.
"Seferden dönen diğer tekneler, bırakılan bu
mektupları alıp ilk uğradıkları limandan postaya
verirlermiş. Zamanla bu varil dünyanın en meşhur
"Posta Kutusu" olmuş. Biz de bu ünlü postaneyi ziyaret etmek için, gün biterken, önündeki ıssız koyda demirledik..."
"Köyün hemen dışında, yerli nebat ve hayvanların,
bilhassa nesli çok azalan dev Galapagos kaplumbağalarının hayatlarını yakından incelemek gayesiyle UNESCO bir araştırma laboratuarı kurmuş. Geniş bahçesinde diğer adalardan da getirilmiş kaplumbağalar tabii bir dekor içinde yaşıyorlar. Bu hayvanların ne kadar yaşadıkları tam bilinmemekle beraber, üç yüz yaşını buldukları tahmin ediliyor."
" Yine bu sular, asırlar boyunca iki kıtayı birbirine bağlayan yüksek direkli yelken gemilerine yarenlik etmiş...Yine bu herdem taze sevgili, bugün Kısmet'i göğsüne basmış, o'nun iki garip yolcusuna hayatlarının en güzel günlerini yaşatıyor... Unutulur mu o her türlü cemiyet işkencelerinden uzak, asude günler... Ne kravat, ne ceket, ne ayağında pabuç , ne traş olma derdi... Gene işe gelmedin diye suratını asan müdür yok... Ne yetişecek sıkıntılı bir randevu, ne dört duvar arasında çalışma!... Hey Allahım ne güzel günlerdir o, yalnız senin varlığın ve yarattığın tabiatla başbaşa geçen anlar..."