Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Romanya Mektupları

Ahmet Rasim

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Biz 'barbar' idiysek Avrupa ne idi? Onlarda ne var ise bizde vardı, fakat bizdekiler onlarda kıt değil miydi? İşte kendilerinin yazdıkları tarihler, işte bizimkiler! Fransız şövalyeleri bile Niğbolu Savaşı'na gelinceye kadar uğradıkları köy ve kasabaları talan etmemişler mi idi? Nemçeliler, Macarlar, Sırplar, Rumenler, İslavlar, Slavonlar, Bulgarlar hangi irfan ve kabiliyet ile donanmışlardı, Kazıklı Voyvoda'nın utanılacak cinayetlerini hangi Türk tasavvur edebilmiş, hangi Türk Honyad gibi yemek yerken zevk için esirleri birer birer boğazlatmıştır. Yöneticileri bu vahşette olan toplumların insanları kim bilir ne kadar canavar idi? Venedik, Ceneviz, İspanya Malta, Fransa korsanları unutuldu mu?..
Sayfa 89 - ARBA YayınlarıKitabı okudu
Bizans İmparatorluğu hududunda Edirne civarında bulunduğumuz sıralarda idi ki Voyvoda Mirça, papa beşinci Orben'in teşkil ettiği Haçlı sürüsüne katılmış, bize silah çekmiş idi. Niğbolu muharebesinde de karşımıza çıkmışlardı.
Sayfa 121 - ARBA Yayınları, İstanbul 1988Kitabı okudu
Reklam
bütün fabrikalar, değirmenler işi durdurmuş... Evet... Buralarda bir şeyler olmuş... Her taraf sakin, sessiz... Siyaset bu gürültü kaynağının da dilini kesmiş... Yoksa savaşı hatırlatan hiçbir yıkıntı izi görülmüyor...
Sayfa 123 - ARBA Yayınları, İstanbul 1988Kitabı okudu
Seçme gazete yazarlarını sevindirmemek mümkün mü? Senelerden beri kendimizi bildireceğiz diye çala kalem kağıt karalayan bizler zaten okur yazarlar tarafından övülebiliriz. Gazete sayfaları bizim durumumuzu gösteren belgelerdir.
Sayfa 84 - ARBA YayınlarıKitabı okudu
Bazı acı maddeler vardır ki tattıktan sonra saatlerce duyumu tesiri altında kalır.
Sayfa 96 - ARBA YayınlarıKitabı okudu
Şanlı tarihimizin büyük evreleri Tuna'nın altını üstüne getirdiği için bana o zamanlardan beri bulanık akıyor gibi geliyordu. Ta Yıldırım Bayezit zamanında Engerus keferesini uslandırmak için bilmem hangi noktasından geçen akıncılarımızın «dergah-ı devletpenah hidmetine layık servkadler»le [Yüce devletin kapısında hizmete layık servi boylularla] dönüşlerinden, en sonuncu olarak Kolordunun 'kişver-i Eflâk'e [Eflâk ülkesi] geçişi arasındaki asırlarda şimdi sularında gördüğüm akış hızına mı bağlıydı?... Hayır bu asırlar pek yavaş bir biçimde akıyordu. Prut, Dinyester nehirlerini doğal sınır kabul eden Osmanlı İmparatorluğu'nun Viyana önlerindeki genişleme sınırı da yine Tuna idi. Bu dev saltanat iki eliyle merkezi Avrupa'ya abanmış doğusuna Avrupa'nın en büyük nehri olan Volga'nın döküldüğü Hazar Denizini, İran'ı, güneyine Hint Okyanusu'nu, güney batısına Kızıldeniz'den ta ötelere kadar uzanan sahrayı almış, Mısır, Trablusgarp, Tunus, Cezayir gibi bölgelerin yüz suyu olan Akdeniz'le Fas'a hatta Atlas Okyanusu'na kadar yayılarak eski dünyanın yeni tarihini vücuda getirmiş idi. Bu genişleme, elbette bazılarının küfredercesine adlandırdığı bir 'Barbar İstilası'nın sonucu oluşmuştu.
Sayfa 88 - ARBA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
az bulunan şey yok gibidir.
Sayfa 38 - ARBA YayınlarıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.