"Beni seviyorsun, öyle değil mi baba?"
"Elbette hayatım. Sen benim güzel oğlumun. Hele bir iyileş, artık hep beraber olacağız seninle."
"Evet baba... Bir defasında bahçedeydim, yapayalnız dolaşıyordum, o zaman hiçbiriniz sevmediniz beni. Ama beni sevmenizi istiyorum, yine ağrılar başlarsa bana yardım etmenizi istiyorum. Ayy, öyle bir canım acıdı ki!"
Gözlerini yarı yummuştu Pierre; o kadar yavaş konuşuyordu ki, söylediklerini anlamak için Veraguth iyice eğildi, ağzına yaklaştırdı kulağını.
" Bana yardım etmenizi istiyorum. Yaramazlık yapmayacağım artık, hiç yapmayacağım, beni paylamanızı istemiyorum.
.
Kitabın kapağını kapadığımda sarılarak hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Bu diyalog sanırım ölene kadar beynimde, kalbimde ve kulaklarımda sürekli tekrarlanacak
Evladını kaybetmiş bir anne olduğum için mi? Yoksa tüm sevdiklerime sevgimi göstermenin mutluluğunu bilmenin ve iyi ki demenin vermiş olduğu hazla mı? bilmiyorum, bildiğim tek şey sevgisizliğin ve ilgisizliğin yaşımız kaç olursa olsun kötü hissettirdiği..
#siddhartha yı okuduktan sonra Hesse'nin kalemine ve duygusuna hayran olmuştum. Fakat Rosshalde beni perişan etti, tüm duyguları yaşattı...
Size uzun bir yorum yazmayacağım tek söyleyeceğim mutlaka ama mutlaka okuyun, gönülden tavsiyemdir.