Emile Ajar/Romain Gary ya da gerçek adıyla Roman Kacew’in Onca Yoksulluk Varken’den sonra okuduğum ikinci eseri Şafakta Verilmiş Sözüm Vardı. Onca Yoksulluk Varken kadar etkileneceğimi düşünmüyordum ama daha da çok sarstı beni bu kitap.Yazar, bu kitapta adeta okurun karşısında çırılçıplak soyunuyor ve kendi hayat hikayesini anlatıyor.Hayatını oğluna adayan bir annenin mücadelesini, defalarca göç etmek zorunda kalan bir anne-oğulun yaşam savaşını ve bu fedakarlıkların karşılığında annesinin kahramanı olmak,ona bir zafer kazandırmak için çabalayan oğulun hikayesini okuyoruz. Bu zafer biraz fedakar anneyi gururlandırma, biraz kendini ispat etme isteği ve biraz da hemen herkesin gençlikte kanını kaynatan dünyayı değiştirme,daha yaşanılır hale getirme hayali. Bu ideal yolunda ilerleyen bir gencin hikayesini yine Gary’nin sömürmeden insanın içini acıtan, yüreğine kaya gibi oturan muazzam cümleleri ve kendine has nüktedan üslubuyla okuyoruz. Arka planda göçmenlik, toplum, aile ve cinsiyet ilişkileri, 2.Dünya Savaşı gibi birçok konuya da değiniyor Gary. Kesinlikle okuduğum en zengin romanlardan. Çok ama çok etkilendim, çok sevdim. Mutlaka tavsiye ederim.
Romain Gary’ye bu kitapla başlamanızı öneririm. Yazar kimdir, hayatındaki hangi olaya istinaden hangi eseri kaleme almış, bunları okuyorsunuz bu kitapta. Onca Yoksulluk Varken de çok güzeldir, sonrasında onu da tavsiye ederim.